Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12961 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 11020 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: SİVAS 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 07/03/2006NUMARASI: 2004/375-73Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kadastro tespiti esnasında adına tespit ve tescil edilen .parsel sayılı taşınmaz kapsamında kalan dava konusu kısmın yol olarak tescil harici bırakıldığını ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.Davalı ve dahili davalılar, davanın reddini savunmuşlardırMahkemece, dava konusu taşınmazın .parsele uygulanan tapu kaydı kapsamında kaldığı gerekçesiyle davanın kısman kabulü ile bilirkişi raporunda B ve C ile gösterilen kısımların ayrı bir parsel numarası verilerek davacının miras bırakanı A..P..mirasçıları adına tesciline ..ile gösterilen kısma yönelik davanın reddine, kadastro müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.Karar, davalı Hazine ve davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü -KARAR-Dava, tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden toplanan delillerden ve dava dilekçesi ile iddianın ileri sürülüş biçiminden, davacının elbirliği mülkiyetine tabi olan ve babası A..P..tan intikal eden taşınmazdaki miras payına dayalı olarak eldeki davayı açtığı ve kendi adına tescil talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.Türk Medeni Kanununun 701 vd. maddeleri ile düzenlenen elbirliği mülkiyetinde, mülkiyetin nakli istekli davalarda iştirakçilerin birlikte hareketleri zorunludur.Söz konusu zorunluluk TMK’nun 640 md.de dile getirilmiştir.İştirakçilerden birinin tereke adına açtığı davalarda iştirakin sağlanarak davanın görülebilirlik koşulunun gerçekleştirilmesi olanaklıdır.Ancak, iştirakçilerden birisinin kendi adına açtığı davanın dinlenme olanağı yoktur.Hal böyle olunca, davacının kendi adına açtığı davanın reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru değildir. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK’nun 428 maddesi. gereğince BOZULMASINA, 21.12.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.