MAHKEMESİ: SALİHLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/11/2013NUMARASI : 2011/309-2013/808Taraflar arasında birleştirilerek görülen iptal-tescil, olmazsa tenkis davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın husumet nedeniyle reddine, birleştirilen davanın da reddine ilişkin olarak verilen karar birleştirilen davanın davacılar vekili ile davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 10.11.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat G..... S........ile diğer temyiz eden davacılar B.. Ö.. vd. vekili Avukat E....... G..... ile Asli Müdahil V.. M.. İzmir Bölge Müdürlüğü vekili Avukat Ş........ D........ G........ geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacılar A.. G.. vd. vekili Avukat ve diğer davacı asiller gelmediler, yokluklarında, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi...............l tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Asıl ve birleşen dava, tapu iptal ve tescil mümkün olmadığı takdirde tenkis isteklerine ilişkindir.Asıl davada davacılar, mirasbırakanları Ş.. K..'un Salihli Sart Ç...... K........... Limited Şirketindeki paylarını, S............... düzenlenen 11.01.2011 tarihli pay devir sözleşmesi ile davalı akrabasına devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, murisin mal satmaya ihtiyacının olmadığını, davalının da alım gücünün bulunmadığını belirterek, muris muvazaası sebebi ile anılan hisse devir ve temlik işleminin iptali ile miras payları oranında tescile, mümkün olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir../..Birleşen davada davacılar, aynı iddiaları tekrar etmişler, öte yandan şirket paylarının yasal şekle uygun devredilmediğini, Türk Ticaret Kanunu'nun 520. maddesine aykırı davranıldığını, Borçlar Kanunu'nun 18. maddesi hükmü gereğince şirket hisselerinin devrinin iptali gerektiğini ileri sürerek, muris muvazaası sebebi ile davalı adına kayıtlı şirket hisselerinin iptali ile payları oranında tescile, mümkün olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini talep etmişler, yargılama sırasında da, dava konusu şirket hisselerinin muris Ş.. K..'un eşi olan kök mirasbırakanları H...... S....... K.........'a ait olduğunu, onun yapmış olduğu vasiyetname ile hisselerin sadece intifa hakkını eşine bıraktığını, davalıya yapılan hisse devrinin muvazaalı ve batıl olduğunu bildirmişlerdir. Asli Müdahil Vakıflar idaresi, kök muris H..... S...... K..........'un yapmış olduğu 17.03.1966 tarihli vasiyetname ile vakıf kurma gayesinin olduğunu, murisin malvarlığı üzerinde eşi Ş.. K..'un ölünceye kadar intifa hakkının bulunduğunu, ancak mülkiyet hakkının olmadığını, onun ölümü ile de şirket paylarının terekeye ait olduğunu, davalıya yapılan satışın mutlak butlanla batıl olduğunu ileri sürerek, davalı adına olan şirket paylarının iptali ile muris H...... S....... K.........'un terekesine iadesine karar verilmesini istemiştir.Davalı, şirket paylarının menkul mal niteliğinde olup, muris muvazaasına dayalı iptalinin istenemeyeceğini, birleşen dava davacılarının Ş.. K..'un mirasçıları olmaması sebebi ile dava açma haklarının olmadığını, pay satışının gerçek olduğunu, uzun süre şirkette çalışıp işleri öğrendiğini, okulunu bitirdikten sonra da öğretmenlik yapmayıp şirkette çalışmaya başladığını ve şirkete ait kaplıcayı bugünkü haline getirdiğini, mirasbırakan bu durumu bildiği için paylarını satmaya karar verince kendisine teklifte bulunduğunu, pay satışlarının nominal değer üzerinden yapıldığını, iddiaların doğru olmadığını belirterek, davaların ve asli müdahilin açtığı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalıya devredilen şirket payının mülkiyetinin muris Ş.. K..'a ait olmayıp kök muris H...... S...... K........'a ait olduğu, Ş.. K..'un ölümü üzerine, kök muris tarafından yapılan 17.03.1966 tarihli vasiyetname doğrultusunda hareket edilmesi gerektiği, vasiyetnamenin iptali için açılan davanın reddedildiği, bu nedenle Ş.. K..'un şirket paylarını devri yönünden yetkisinin bulunmadığı, satış işleminin mutlak butlanla batıl olduğu gerekçesi ile asıl davanın husumet nedeniyle, birleşen davanın esastan reddine, asli müdahil Vakıflar İdaresi'nin davasının ise kabulü ile çekişme konusu payların H...... S....... K......... terekesine iadesine karar verilmiş, hüküm yalnızca asıl dava da davacılar vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1320 doğumlu olan kökmirasbırakan H....... S..... K.....'un 11.08.1972 tarihinde çocuksuz ölümü ile geride mirasçı olarak eşi Ş.. K.. ile kardeşi S....... Y.......'ın kaldığı, Ş.. K..'un başvurusu üzerine düzenlenen Salihli Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 24.10.1972 tarih, 1972/1665 Esas, 1972/1465 Karar sayılı veraset ilamı ile; kök muris H..... Sabri'nin mirasının 4 pay kabul edilerek, iki kuru mülkiyet ile ¼ tam mülkiyetin S.... Y..........'a, 2/4 mülkiyetin intifa hakkı ile, ¼ mülkiyetin Ş.. K..'a aidiyetine karar verildiği, öte yandan; H.......... Sabri'nin 17 Mart 1966 tarihinde yapmış olduğu vasiyetnamesindeki vakıf kurma hakkındaki tasarrufunun geçersiz olduğunun tespiti hususunda mirasçı Seher Yıldızların 08.01.1973 tarihinde açmış olduğu davanın Salihli Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 19.03.1974 tarih, 1973/53 Esas, 1974/205 sayılı kararı ile reddedildiği, mirasçı Ş.. K..'un yapmış olduğu talep neticesinde Salihli Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 04.03.1977 tarih, 1972/150 Esas, 1973/97-2 D. İş Karar sayılı kararı ile de; ''S........ S....... Ç.............. Kaplıcalarındaki S......... Konuk'a ait payların vasiyetname gereğince tasarruf ve intifasının eşi Ş.. K..'a ait olduğuna, bu konuda anılan şirkete müzekkere yazılmasına'' karar verildiği, yine mirasçı Ş.. K..'un ''Muris eşi H........ S....... K.........'un 17.03.1966 tarihli vasiyetnamesi ile kendisinin ölünceye kadar malvarlığından faydalanabileceğini vasiyet ettiğini, ../...diğer mirasçının açmış olduğu vasiyetnamenin iptali davasının reddedildiğini, buna rağmen veraset ilamı alarak muristen kalan 8 parça taşınmazı davalı mirasçıların adlarına tescil ettirdiklerini'' ileri sürerek tapu iptal ve muris adına tecile karar verilmesi istekli açtığı dava neticesinde 22.11.2001 tarihinde verilen ilk kararın Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 06.06.2002 tarih ve 2002/6282 Esas, 2002/7658 sayılı ilamı ile ''Miras bırakanın 1966 tarihli vasiyetnamesiile terekesinin tümünü kapsayacak şekilde vakıf kurulmasını istemiş, vasiyeti tenfiz memuru tayin etmiştir. Dava Vakıflar İdaresini doğrudan doğruya ilgilendirdiği gibi, davacının intifa hakkı vakıf kurulduktan sonra gündeme gelecektir. O halde davanın Vakıflar İdaresine yöneltilmesi yine vasiyeti tenfiz memurları Salihli Müftüsü M........ K............., S....... Cami Y........... ve T........ Derneği Başkanı S...........n G........'e yöneltilmesi, varsa bu kişilerden vasiyetname örneğinin ve delillerin ibrazının istenmesi, delillerin toplanması, sonucuna göre karar verilmesi gerekir (17.12.1955 tarih 16/25 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı). Bu yön gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile ve yine eksik hasımla hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir'' gerekçesiyle bozulması üzerine, davacının Vakıflar İdaresi, S........ H...... G........., M....... K....... ve Salihli Müftüsü K.......... Ö.......... aleyhine 07.10.2003 tarihinde aynı iddiaları tekrar ederek, dava konusu yaptığı 8 parça taşınmazın vasiyet gereğince Vakıflar İdaresi adına tescili, yine vasiyet gereğince taşınmazlar üzerinde Ş.. K.. lehine intifa hakkı tesisine karar verilmesi istekli açtığı davanın, bozma üzerine yeniden kaydedilen dava dosyası ile birleştirildiği ve yapılan yargılama neticesinde Salihli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 25.03.2004 tarih ve 2003/270 Esas, 2004/215 sayılı kararı ile; asıl ve birleşen davaların kabulü ile, çekişmeye konu 8 parça taşınmazın verasette iştiraken tescil işlemlerinin iptali ile muris H............ S................ Konuk paylarının tekrar muris adına tesciline karar verildiği, anılan kararı davalılar vekili ile birleşen dava davalısı Vakıflar idaresinin temyiz ettiği, ancak temyiz talepleri yerinde görülmeyerek 21.09.2005 tarihinde kesinleştiği, muris Ş.. K..'un S......... S........... Ç....... K.......... Limited Şirketindeki 32 adet payı, Salihli 3. Noterliği'nin 11.01.2011 tarihli ''Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi'' ile davalıya satış suretiyle devrettiği, 1928 doğumlu olan Ş.. K..'un 01.02.2011 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak asıl davanın davacıları, davalı ve dava dışı mirasçılarının kaldığı, kök muris Hüseyin Sabri Konuk'un mirasçısı olan S...... Y........'ın 17.11.1988 tarihinde ölümü ile de geride birleşen davanın davacılarının mirasçı olarak kaldıkları anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 74. maddesinde ''Vakıf, resmi senetle veya vasiyet yolu ile kurulur ve vakfedenin ikametgahı asliye mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil ile tüzel kişilik kazanır. Mahkeme, tescil hususunu V.. M..ndeki merkezi sicile kaydolunmak üzere resen tebliğ eder.'' Aynı ilkeler 22.11.2001 tarihinde kabul edilen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda da korunarak anılan kanunun 102. maddesinde de; ''Vakıf kurma iradesi, resmi senetle veya ölüme bağlı tasarrufla açıklanır. Vakıf, yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil ile tüzel kişilik kazanır. Resmi senetle vakıf kurma işleminin temsilci aracılığıyla yapılması, temsil yetkisinin noterlikçe düzenlenmiş bir belgeyle verilmiş olmasına ve bu belgede vakfın amacı ile özgülenecek mal ve hakların belirlenmiş bulunmasına bağlıdır. Mahkemeye başvurma, resmi senet düzenlenmiş ise vakfeden tarafından; vakıf ölüme bağlı tasarrufa dayanıyorsa ilgililerin veya vasiyetnameyi açan sulh hakiminin bildirimi üzerine ya da V.. M..nce resen yapılır. Başvurulan mahkeme, mal ve hakların korunması için gerekli önlemleri resen alır.'' hükmüne yerverilmiştir. Somut olaya gelince, yukarıda değinilen kararlarda da işaret edildiği üzere kök mirasbırakan Hüseyin Sabri Konuk, 17 Mart 1966 tarihinde yapmış olduğu vasiyetname ile vakıf kurma iradesini ortaya koymuş ise de, 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 74. maddesi ile sonradan yürürlüğe giren 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 102. maddesi hükmü gereğince, ilgili sicile tescil edilmek suretiyle tüzel kişilik kazanmış bir vakfın varlığı sözkonusu olmadığından Vakıflar İdaresinin çekişmeye konu yapılan şirketpayları bakımından dava açma hak ve yetkisi bulunmamaktadır..../....Birleşen davaya ilişkin temyiz itirazlarına gelince;Hemen belirtmek gerekir ki, kişisel hakkın temliki niteliği taşıyan şirket paylarının devri işleminde 1.4.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanması olanaklı değildir. Ne var ki, dosya içeriğinden ve evrak arasına alınan kayıtlardan; çekişmeye konu yapılan ve davalıya devredilen şirket paylarının kök mirasbırakan H...... S....... K.........'a ait olduğu görülmektedir. O hâlde, Ş.. K..'un miras payı oranında şirket payları üzerinde tasarruf etme hak ve yetkisinin bulunduğu, miras payı dışında davalı akrabasına yapmış olduğu pay devrinin ise yolsuz nitelikte olduğu açıktır. Hâl böyle olunca, Vakıflar İdaresinin açmış olduğu davanın sıfat yokluğundan reddine, birleşen dava bakımından ise, muris Ş.. K..'un davalıya devrettiği şirket payından Ş.. K..'un miras payı dışında kalan kısmının iptali ile birleşen davanın davacıları adına miras payları oranında tescile karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Birleşen davada davacılar vekili ile davalı vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraflar vekilleri için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin karşılıklı olarak alınıp birbirlerine verilmesine, 10.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.