MAHKEMESİ : KADIKÖY 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/02/2012NUMARASI : 2010/143-2012/94Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, hile hukuksal nedenine dayalı olarak açılmış tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Davacılar, davalılardan A... İle başka parselde yapılacak olan binada 15 nolu dairenin satışı konusunda anlaştıklarını; aralarında yaptıkları sözleşmeye göre, adlarına kayıtlı 18 parseldeki 11 nolu bağımsız bölümü ve ayrıca para verdikleri, buna karşın taahhüt edilen dairenin kendilerine verilmediği gibi, davalılardan A...'le verdikleri vekaletname kullanılarak muvazaalı ve hileli yollarla taşınmazın diğer davalılara devredildiğini, işlemlerin bedelsiz olduğunu iddia ederek tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.Davalılar M... ve B...; davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacıların iddialarını ıspatlayamadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davada hile hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır. Şöyle ki; her ne kadar aslı bulunamamış ise de, davacılardan A... ile yüklenici A... Arasında yapılan ve varlığı tanıklarca da doğrulanan sözleşme içeriğine göre; davacı A. ve ortağı Y.. 43.000.TL vermeleri, 3 adet asarsör yapmaları ve davacılara ait 11 nolu bağımsız bölümün verilmesi karşılığında A...'in yapacağı inşaattan 15 nolu dairenin davacı A...'e verilmesinin kararlaştırıldığı bu sözleşmenin hayata geçirilebilmesi için de; A...'in vekil tayin edildiği davacılara ait 11 nolu bağımsız bölümün 15.01.2008 tarihinde 6.000.-TL bedelle davalı M...'a; M... tarafından da 26.02.2008 yılında 28.000.-TL bedelle davalı B...'e satış suretiyle temlik edildiği halen çekişme konusu bağımsız bölümde davacıların oturduğu gözetildiğinde de; davada hile iddiasına dayanıldığı açıktır. Hile, genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak,veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur. B.K'nun 28/l maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable Şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Öte yandan, hile her türlü delille isbat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluylada kullanılabilir.Ne varki, bu konuda hükme yeterli araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.Hal böyle olunca; mahkemece yerinde keşif de yapılmak suretiyle temlik tarihleri itibarıyla taşınmazın gerçek bedellerinin saptanması davalıların gerçekten yüklenici A...'in çalışanları olup olmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde araştırılması, alım güçlerinin olup olmadığının saptanması özellikle de davalılar M... ve B... arasındaki ilişkinin nitelendirilmesi davalı B...'ın iyiniyetli olup olmadığı konusunda tüm delillerin toplanması, dolandırıcılık suçuna ilişkin olan ceza dosyasının getirtilip incelemesi tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken hukuki nitelemede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.