Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12930 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6520 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : TRABZON 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/11/2013NUMARASI : 2013/264-2013/547Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar bir kısım davalılar ve dahili davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, ecrimisil isteğine ilişkin olup, hükmüne uyulan 3. Hukuk Dairesinin bozma ilamı sonrasında mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 229 ve 230 parsel sayılı taşınmazlarda mirasbırakan O. S.’ın paylı mülkiyet üzere, 269 ve 270 parsel sayılı taşınmazlarda ise müstakilen malik olduğu, murisin 17.11.2003 tarihinde ölümü ile davacı, davalılar ve dava dışı E. K.’ın mirasçı kaldıkları anlaşılmaktadır.Davacı, mirasbırakan O. S.’ın maliki ve paydaşı olduğu 229, 230, 269 ve 270 parsel sayılı taşınmazları ölümünden itibaren davalı kardeşlerinin kullanmakta olduğunu, miras payına isabet eden taşınmazları kullanmasına müsaade etmediklerini, kendisine bir ödemede yapmadıklarını ileri sürerek son 5 yıllık dönem için 41.000,00 TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, yüksek 3. Hukuk Dairesince; “ hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda ecrimisil hesabına esas alınan fındık ürününe ilişkin sadece 2009 ve 2010 yıllarına ilişkin resmi veriler istenmiş olup, ecrimisile hükmedilen diğer yıllara ilişkin veriler mevcut olmayıp, hüküm kurmaya yeterli değildir. Bundan ayrı olarak, dava konusu taşınmazlardan 269 ve 230 parsele ilişkin tapu kaydında “fındıklık ve tarla” olduklarının belirtildiği, bilirkişi raporunda ise; taşınmazların tapu kaydındaki fındıklık vasfı ile keşifte görülen vasfının örtüştüğü açıklanmış, ecrimisilin tamamı fındıklık kabul edilerek hesaplandığı anlaşılmaktadır. Bir kısım davalılar, bilirkişi raporuna itirazlarında; ecrimisil hesaplanan alanın yaklaşık %30 kısmının çorak alan olduğu ya da orman-çalılık vasfında bulunduğunu belirtmişlerdir. Bu durumda mahkemece, davalıların bilirkişi raporuna itirazları ve ayrıca tapu kaydında “tarla ve fındıklık" vasfında görünen taşınmazların durumu belirlenerek ve ecrimisil hesaplanan yılların tümüne ilişkin; verim, üretim masrafları, kg fiyatları vs. içeren resmi veriler temin edilerek, Yargıtay denetimine uygun bilirkişi raporu alınarak hüküm kurulmalıdır” gerekçesiyle bozulması üzerine bozma ilamına uyularak mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Bilindiği gibi, bozma ilamına uyulmakla usulü kazanılmış hak doğar. Mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda işlem yapmak zorunlu hale gelir. Somut olayda, mahkemece, bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma doğrultusunda gerekli araştırmanın yapıldığı, dolayısıyla denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli bir bilirkişi raporu alındığını söyleyebilme olanağı yoktur.Öte yandan; davalılar çekişme konusu taşınmazların maliki olan mirasbırakan O. S.’ın mirasçıları olup, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu açıktır.O halde, aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayan her bir davalının çekişme konusu taşınmazlarda bizzat kullandığı veya kullandırttığı ( kiraya vermek veya diğer şekilde) yerlerden sorumlu olmaları gerektiğinde kuşku yoktur. Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilke ve olgular ile hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, mahallinde yeniden uzman bilirkişiler marifetiyle keşif yapılarak dava konusu taşınmazların niteliğinin tespit edilmesi, taşınmazların fındıklık ve tarla olarak kullanılan kısımlarının ne kadar olduğunun net olarak belirlenmesi, hangi davalının hangi taşınmazı kullandığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya konulması, davalıların kullandıkları ya da kiraya vermek veya diğer şekilde kullandırttıkları yerler tespit edilerek, usulüne uygun şekilde yapılacak hesap ile her bir davalının tasarrufunda bulunan yerlerden sorumlu olacak şekilde ve davacının miras payına isabet eden ecrimisil miktarının belirlenmesi, diğer taraftan, 269 parsel sayılı taşınmazdaki bina yönünden intifadan men koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin her türlü delille araştırıldıktan sonra, tespit edilenece ecrimisilin ayrı ayrı hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile taşınmazların nitelikleri soyut olarak belirlenip ve davalıların yazılı olduğu şekilde ecrimisilden müteselsilen sorumlu tutulmaları doğru değildir.Davalılar Murat, Muzaffer, Hamit ve dahili davalıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi aracılığıyla) 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.