MAHKEMESİ: SERİK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 09/02/2005NUMARASI: 2004/511-328Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;Davacı, .parsel sayılı taşınmazın paydaşı bulunduğunu, davalının taşınmaz üzerine sera yapmak ve taşınmazın bir bölümüne sebze ekmek suretiyle haksız olarak işgal ettiğini ileri sürüp el atmanın önlenmesi ve muhdesatın yıkımına karar verilmesini istemiştir.Davalı, çekişmeli parselde 3.kişiye ait payın satın alınması için parayı kendisinin ödediği halde tapunun karşı davalı K.adına düzenlendiğini ileri sürüp asıl davanın reddiyle davalı adına olan tapunun iptalini ve adına tescilini istemiştir. Mahkemece, birleşen tapu iptal-tescil davacısının iddialarını ispatlayamadığı, kayden davacı K...ait taşınmazın bazı bölümlerinin davalı A...tarafından kullanıldığının keşfen saptandığı gerekçeleri ile karşı- davacı A..B... tarafından açılan tapu iptal-tescil davasının reddine, davacı K..B... tarafından açılan el atmanın önlenmesi ve yıkım davasının kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı A..B.. tarafından süresinde duruşmalı temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR-Dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım; birleşen dava inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davacının çekişme konusu ...parselin paydaşı bulunduğu, anılan yere kayda dayalı hakkı bulunmayan davalının yapılaşmak suretiyle elattığı sabittir.Davalının birleşen davasında ileri sürdüğü, davacı payının inanç sözleşmesine dayalı olarak onun adına tescil edildiğine ilişkin iddiasının 5.2.1947 tarih 20/6 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca belgeye dayalı olarak kanıtlanamadığı görülmektedir.Öyle ise, birleşen davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.Davalının bu hususa ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir,reddine. Davalının çekişmeli taşınmaza elatmasının dava tarihi itibariyle haklı ve geçerli bir nedeni bulunmadığı açıktır.Nevar ki, adı geçen taşınmazdaki bir başka paydaşın payını satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak edindiğini ileri sürerek Serik 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/663 Esas sayılı dosyasında ferağa icbar davası açmış olup, sözkonusu davanın derdest bulunduğu anlaşılmaktadır.Anılan davanın davalı yararına sonuçlanması halinde taşınmazda paydaş hale geleceği ve taraflar arasındaki çekişmenin paydaşlar arasındaki elatmanın önlenmesi niteliğini kazanacağı, bu halde ise, çekişmeye uygulanacak yasal düzenlemelerin farklı olacağı kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, davada yıkım isteğinin de bulunduğu gözetilerek ilerde giderilmesi olanaksız zararlara yol açılmaması bakımından Serik 1.Asliye Hukuk mahkemesinde açılan feraga icbar davasının sonucunun beklenmesi, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.12.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.