Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12891 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11133 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/03/2014NUMARASI : 2013/3-2014/163Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar ve dahili davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ............. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım istemlerine ilişkindir.Davacı, kayden maliki olduğu 61544 ada 6 parsel sayılı arsa vasfındaki taşınmazın davalılar tarafından gecekondu yapmak ve ağaç dikmek suretiyle işgal edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ile bina ve ağaçların yıkımına karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında taşınmaz N.. D..’e temlik edilmiş, yeni malik davacı sıfatı ile yargılamaya devam etmiştir.Davalı Sırma, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ve tek çatı altında kullanılan 42 ve 44 nolu bina ve ağaçların kendisine ait olduğunu, eşinin babasının 2981 sayılı yasadan faydalanmak amacıyla Belediye'ye başvurduğunu, babasının vefatı üzerine diğer varislerin paylarını İsmail ve K....... A.....’ya sattıklarını, 18.10.1994 tarihinde Yenimahalle Belediyesi’ne 6.965,00 TL bedel ödenmek suretiyle tapuda devir yapıldığını, dava konusu taşınmazın 2981 sayılı yasadan yararlanılarak ve bedeli ödenmek sureti ile satın alındığını, binanın yaklaşık 40 yıldan beri aynı yerde bulunduğunu, davayı kabul etmediğini beyanla davanın reddini savunmuştur. Davalı Ayşe, davaya konu taşınmaz üzerinde bulunan ve tek çatı altında kullanılan 10 ve 10/A nolu bina ve ağaçların eşi adına kayıtlı olduğunu, 2981 sayılı Yasadan faydalanmak amacıyla Belediye'ye yapılan başvuru sonucu 12.12.1994 tarihinde, 5.600,00 TL bedel ödenmek suretiyle tapuda devir yapıldığını, eşi öldükten sonra bilmediği bir nedenle Belediye tarafından tapunun iptal edildiğini beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın sabit olduğu ve belirlenen muhdesat bedelinin davacı tarafça depo edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalılar ve dahili davalı tarafından temyiz edilmiştir../..Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 61544 ada 6 parsel sayılı taşınmazın davacı İsmail adına kayıtlı iken yargılama sırasında N.. D..’e satış suretiyle devredildiği gözetilerek, HMK 125. maddesi gereğince yeni malikin davacı sıfatıyla yargılamaya kabulü ile davaya devam edilmesi, mahkemece davalılar Sırma ve Ayşe’nin çekişme konusu taşınmaza haklı ve geçerli bir neden olmaksızın elattığı saptanmak suretiyle bu davalılar hakkında elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalılar Sırma ve Ayşe’nin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Ancak, dava 02/01/2013 tarihinde açılmış ve keşif sırasında taşınmaz üzerinde dava dışı Yusuf’a ait yapı tespit edildiğinden bahisle davacı vekili 21/10/2013 tarihli dilekçesi ile Yusuf’un davaya dahil edilmesini istemiş, mahkemece istek kabul edilerek bu kişi davaya dahil edilmiştir.Bilindiği üzere, 1086 sayılı HUMK ve sonradan yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK dahili davaya imkan tanıyorsa da; mecburi dava arkadaşlığının söz konusu olmadığı hallerde dahili dava yoluyla da olsa bir kimseye taraf sıfatı verilemez. Bir kimseye dahili dava yoluyla taraf sıfatı verilmesine yasal olanak bulunmadığı gibi kendisinin lehinde veya aleyhinde bir hüküm kurulması da mümkün değildir. Somut olayda Yusuf’un çok uzun süre önce taşınmazı kullanmaya başladığı, davacının da basit bir araştırma ile kullananı saptayabileceği anlaşılmaktadır. Öyle ise, dahili davalı Yusuf hakkında davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere bu kişi hakkında da kabul kararı verilmiş olması doğru değildir.Ayrıca, davalıların mirasbırakanlarına 2981 sayılı yasa uyarınca verilen tapuların başvuru evraklarının vefat eden kişi adına verildiğinin tespiti üzerine iptal edildiği, davalıların kayden ve irsen çekişme konusu taşınmaz üzerinde hakları bulunmadığı halde, mahkemece yapılar ve ağaçların kaim bedelinin davalılara ödenmesi suretiyle elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmişse de, temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Dahili davalı Yusuf’un temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.