Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12870 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11100 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : SİNOP 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/02/2014NUMARASI : 2013/355-2014/107Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .............. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Davacı, 02.07.2013 tarihinde dava dışı kişiden satın aldığı kat mülkiyeti kurulu 221 parsel sayılı taşınmazdaki binanın zemin katındaki bağımsız bölümün davalı tarafından haksız şekilde işgal edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.Davalı, taşınmazın davacıya devrinin muvazaalı olduğunu, bu nedenle tapu iptali ve tescil davası açtığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının taşınmaza müdahalesinin haklı bir nedene dayanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Ne var ki, davanın 10.000,00 TL değerle açıldığı, keşif sonucunda taşınmazın değerinin 60.622,26 TL olduğunun saptandığı; ancak, keşfen saptanan değer üzerinden eksik harcın tamamlanmadığı görülmektedir. Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür davalarda, 6100 sayılı HMK’nin 120. (1086 sayılı HUMK’un 413. maddesi) ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesi uyarınca; dava değerinin ve buna göre alınacak harcın çekişme konusu taşınmazın değerine göre belirleneceği kuşkusuzdur. (4.3.1953 tarih 10/2 Sayılı İ.B.K.)Öte yandan; 492 sayılı Harçlar Kanunu, harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmamış, değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. Anılan Kanunun 30. ve 32. maddelerinde ise yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır.Hâl böyle olunca; öncelikle keşfen saptanan dava değeri üzerinden peşin harcın tamamlattırılması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus göz ardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması isabetsizdir. ./..Kabule göre de; bilirkişi raporuyla da belirlendiği üzere, davaya konu taşınmaz 16 nolu bağımsız bölüm olduğu halde, dava dışı kişi adına kayıtlı olan 11 nolu bağımsız bölüm hakkında hüküm kurulmuş olması; ayrıca, fiziki dosyadaki gerekçeli kararda 4. bent bulunmamasına rağmen UYAP sistemindeki gerekçeli kararda, davada vekille temsil edilmeyen davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesine ilişkin 4. bendin eklenmiş olması ve bu şekilde fiziki dosyadaki gerekçeli karar ile UYAP sisteminde kayıtlı gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulması da doğru değildir.Davalı vekilinin temyiz itirazları değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.