Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12870 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 5832 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/12/2011NUMARASI : 2010/133-2011/461Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 13.11.2012 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat C...Y... ile temyiz edilen vekili Avukat S... K... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kayden davacı F...'ya ait olan çekişme konusu 3 parsel sayılı taşınmazdaki 8 no'lu bağımsız bölümün 14.11.2007 tarihinde intifa hakkı ipka edilerek çıplak mülkiyetinin oğlu olan davalı U...'a satış suretiyle devredildiği anlaşılmaktadır.Davacı, ölünceye kadar bakma akdi yapmak için tapuya götürüldüğünü, hileye maruz bırakılmak suretiyle taşınmazın çıplak mülkiyetinin satışla davalıya temlikinin sağlandığını iddia etmiştir.Bilindiği üzere; hile, genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya,özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak,veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur.B.K'nun 28/l maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable Şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.Öte yandan, hile her türlü delille isbat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir.Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluylada kullanılabilir.Somut olaya gelince; çekişmeli taşınmazın intifa hakkının muhafaza edilerek çıplak mülkiyetinin satış suretiyle davalıya intikal ettirildiği kayden sabittir. Böylesi bir temlikte gerçekten de, davacıya karşı hile yapılmış olsa idi taşınmazın tam mülkiyet olarak intikali sağlanırdı.Somut olay ve temlik şekli gözetildiğinde, davacının hileye düşürüldüğü iddiasının varlığı hayatın olağan akışına aykırılık teşkil eder. Öte yandan, tanık olarak dinlenilen davacının kardeşleri dahi olaylara dayalı olarak davacının salih ve serbest iradesiyle söz konusu temliki gerçekleştirdiğini ifade etmişlerdir. Anılan tanıkların müşahhas bildirimleri karşısında aksi yöndeki mücerret tanık ifadelerine itibar etmek olanaksızdır. Öyle ise, bu olgular yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde davacının hileye düşürüldüğü söylenemez. Kabul tarzı itibariyle de; gerek harç ve gerekse avukatlık ücretinin belirlenmesine dava değerinin intifa hakkının bahşettiği değer gözetilmeksizin taşınmazın tam değeri üzerinden hesaplama yapılarak hüküm altına alınması da isabetsizdir. Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.12.2011 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 900.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 13.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.