Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12866 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 9511 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ : ÇORLU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/12/2011NUMARASI : 2010/179-2011/586Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi,ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekilleri ve katılma yoluyla davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 13.11.2012 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar A... K... Vd. vekili Avukat M... G..., davalı E... E... ile diğer temyiz eden davacı A... H... N... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz eden davalılar S... Ç... vd. vekili Avukat davacı V... N... ve temyiz edilenler davalı asiller gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin ve asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkin olup mahkemece, davanın kabulüne verilmiştir.1-Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; kayıt maliki davacılar ile dava dışı yüklenici arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davalıların yükleniciden gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile edinen kişiler oldukları ve yüklenicinin halefi bulundukları, oysa arsa malikleri ile yüklenici arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olmak üzere feshine karar verilerek derecaattan geçmek suretiyle kesinleştiği anlaşılmaktadır.a)Bu olguya göre, mahkemece elatmanın önlenmesi isteğinin kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Kararı temyiz eden tüm davalıların elatmanın önlenmesi bakımından temyiz itirazları yerinde değildir, Reddine. b)Her ne kadar, temyiz aşamasında davalılardan Ahmet taşınmazı kullanmadığını ileri sürmüş ise de, yargılama aşamasında ileri sürülmeyen hususlar temyiz aşamasında gözetilemez. Kaldı ki, dosyadaki mevcut delil durumu itibariyle davalıyı haklı çıkaracak bir olgu da bulunmadığından davalılar aleyhlerindeki hükmün elatmanın önlenmesi talebi yönünden ONANMASINA. 2-Davalıların diğer temyiz itirazları ile davacıların temyiz itirazlarına gelince; davacılar kademeli olarak belirlenecek ecrimisile tahakkuk tarihlerinden itibaren faiz yürütülmesi isteği ile ecrimisil talebinde bulunduğu halde, bu husus gözardı edilerek, mahkemece belirlenen ecrimisile dava ve ıslah tarihi itibariyle faiz yürütülmesi doğru olmadığı gibi, aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayan her bir davalının ayrı ayrı elattıkları yerlerin ve değerlerinin tespit edilerek her birinin avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinden ayrı ayrı sorumlu tutulması gerekirken, müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş olması da doğru değildir.Davacı ve bir kısım davalıların, bu yönlere hasren temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.12.2011 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraflardan davalılar vekili için 900.00.-TL. duruşma avukatlık parasının diğer temyiz eden ve gelmeyen davacılardan alınmasına, 13.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.