MAHKEMESİ: ESKİPAZAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 08/07/2005NUMARASI: 2003/51-39Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kadastroca davalılar adına tespit ve tescil edilen ...parsel sayılı taşınmazın kadastro öncesi 8.6.1986 tarih .. sıra nolu tapu kapsamında kaldığını, tapunun iptali ile adlarına tescili için açtıkları davayı kazandıklarını, yargılama aşamasında itirazlarına rağmen kadastroca tespit ve tescilin yapıldığını ileri sürerek tapu iptal tescil isteğinde bulunmuşlardır.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, görevsiz mahkemece verilen hükmün taraflar arasında kesin hüküm etkisi yaratmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ....raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği değerden reddedildi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davalıların miras bırakanı M... A...tarafından Eskipazar Asliye Hukuk Mahkemesinde 8.4.1986 tarihinde açılan zilliyetliğe dayalı tescil davasının kabulle sonuçlanıp kesinleştiği ve kayda bağlandığı, ancak anılan davanın devamı sırasında tescile konu taşınmaz içerisinde kalan bir kısım yer için davacılar tarafından dava dışı Hazine ve köy tüzel kişiliği aleyhine aynı mahkemede 20.5.1986 tarihinde aynı nedene dayalı tescil davası açıldığı, bu dava devam ederken davalıların miras bırakanı adına oluşan 8.6.1989 tarih .. sıra nolu tapunun bir kısmının iptali içinde 26.10.1989 tarihinde yeni bir dava açıldığı, davaların 18.6.1996 tarihinde birleştirildiği, bu davalar sonuçlanmadan anılan yerde kadastro çalışması başlatıldığı ve çekişmeli bölümün ...nolu parsel olarak davalıların miras bırakanı adına tespit gördüğü ve çap kaydının oluştuğu, bundan sonra davacılar tarafından açılan davaların kabulle sonuçlandığı, derecatten geçerek 25.9.2002 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.Bu olgulara göre, kadastro tespitinin yapıldığı tarihte taşınmazın aynı ile ilgili olarak genel mahkemede mülkiyet çekişmesinin bulunduğu sabittir. Ayrıca çekişmeli bölüm için 36 parsel olarak tutanak tanzim edildiği de açıktır.Bilindiği ve 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 25.maddesinde ifade edildiği üzere; taşınmaz hakkında kadastro tutanağı tanzim edilmiş olmakla genel mahkemelerin görevi son bulur. Genel mahkemede görülen dava dosyalarının aynı yasanın 27.maddesi uyarınca kadastro mahkemesine devredilmesi zorunludur.Öte yandan, genel mahkemede taşınmazın aynıyla ilgili dava derdest olduğu sürece taşınmazla ilgili kadastro tesbitinin kesinleştiğinden söz edilemez. Diğer yandan genel mahkemede taşınmazla ilgili davanın bulunduğunun anlaşılması halinde tutanağın malik hanesinin açık bırakılması suretiyle tespitin yapılması ve aynı yasanın 30.maddesi gereğince gerçek hak sahibinin kadastro mahekmesince belirlenmesi gerekirken tutanağın kesinleştirilmiş olmasının yasal olduğunu söyleyebilme olanağı da yoktur. Tutanağın şeklen kesinleştirilip sicil kaydının oluşturulmuş olması da kadastro mahkemesinin görevini ortadan kaldırmaz.Hal böyle olunca, dava dosyasının 3402 Sayılı Yasanın 27.maddesi hükmü gözetilerek kadastro mahkemesine devri gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.12.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.