Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12803 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 13500 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ : GİRESUN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 28/12/2011NUMARASI : 2011/489-2011/573Taraflar arasındaki davadan dolayı Giresun 2. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 28.12.2011 gün ve 2011/489 esas 2011/573 karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 30.05.2012 gün ve 3391-6393 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi isteğine ilişkin olup yerel mahkemece davanın kabulüne dair ittihaz edilen kararın temyizi üzerine Dairece karar onanmış ise de dosyaya ibraz edilen mirasçılık belgesine göre davacı M....'nın 25.08.2012 tarihinde öldüğü ve davalı S...'in de Mustafa'nın mirasçısı olması sebebiyle taşınmazda hak sahibi durumuna geldiği anlaşılmaktadır.O halde davacı ile davalı S...arasındaki çekişme Türk Medeni Kanununun 688 vd. maddeleri gereğince paydaşın paydaş aleyhine açtığı davaya dönüşmüştür.Bilindiği üzere;Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir. Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir. Bilindiği üzere M.K.nun 706, B.K.nun 2l3, T.K.nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Ne var ki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak ( fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, " ahde vefa" kuralının yanında M.K.nun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır. O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, M.K.nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir. Somut olaya gelince;yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde taraf delillerinin değerlendirilerek bir karar verilmesi iktiza etmektedir.Anılan bu hususun karar düzeltme istemi üzerine yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından davalı Selim'in karar düzeltme isteğinin HUMK.'nun 440.maddesi gereğince kabulüne, Dairenin 30.05.2012 gün ve 2012/3391 E. 2012/6393 K. sayılı onama kararının açıklanan nedenlerden dolayı davalı S... yönünden ortadan kaldırılmasına, yerel mahkemenin 28.12.2011 gün ve 2011/489 E. 2011/573 K.sayılı kararının açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.