MAHKEMESİ : AKYURT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/07/2013NUMARASI : 2012/47-2013/160 Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu kayıtlarının düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Davacı, yetki belgesi ile dava konusu 119, 128, 136, 181, 193, 212, 216, 249, 297, 300, 302, 310, 50, 86, 88 ve 1 parsel numaralı taşınmazlarda, Mehmet kızı, Hikmet Tüfekci’nin “Tüfekçi” yazılı soyadının “Tüfekci” olarak yine 50, 86 ve 1 parsellerde Eşref ve C. T.i’nin “Tüfekçi” yazılı soyadlarının “Tüfekci” olarak, 86 ve 1 parsellerde R.T.’nin “Tüfekçi” yazılı soyadının “Tüfekci” olarak, 50 parsel numaralı taşınmazda R. T.i’nin yazılı olmayan soyadının “Tüfekci” olarak, 119, 128, 181, 193, 212, 216, 249, 297, 300, 302, 310, 50, 86, 88 ve 1 parsel numaralı taşınmazlarda Osman kızı, Kezban Karakoç’un yazılı olmayan soyadının “Karakoç” olarak ayrıca 125, 132, 182, 184, 199, 236, 248, 296, 299, 301, 307, 309, 311, 36, 38, 52, 659, 90, 108 parsel numaralı taşınmazlarda da Hüsne oğlu, Hüseyin’in yazılı olmayan soyad??nın “Selliyurt”, baba adının da ıslah dilekçesi ile “Ömer” olarak düzeltilmesini istemiştir. Davalı idare vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Yargıtay 14. Hukuk Dairesince, " davalı Tapu Sicil Müdürlüğünün diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak, dava konusu 659 parsel numaralı taşınmaza rastlanılmadığının bildirilmesine rağmen bu parsel ile ilgili istemin kabulüne karar verilmesinin, dava konusu 136 parselin tapu kaydı ve tapulama tutanağı getirtilmeden bu parsele ilişkin istem hakkında yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gibi; Uzunlar köyü; 125, 132, 182, 184, 199, 236, 248, 296, 299, 301, 307, 309, 311, 36, 38, 52, 90 ve 108 parsel numaralı taşınmazlarda Hüsne oğlu, Hüseyin’in, yazılı olmayan soyadının “Selliyurt”, baba adının da “Ömer” olarak düzeltilmesi isteği ve dava konusu; 119, 128, 181, 193, 212, 216, 249, 297, 300, 302, 310, 50, 86, 88 ve 1 parsel numaralı taşınmazların tapu kaydında “Osman kızı, Kezban”’ın yazılı olmayan soyadının “Karakoç” olarak düzeltilmesi isteği yönünden eksik inceleme ve araştırma sonucu mülkiyet nakline sebep olacak şekilde hüküm tesisinin de doğru olmadığı " gerekçesiyle bozulmuştur. Hemen belirtilmelidir ki, bozma kararına uyulmuş olmakla kazanılmış hak (usulü müktesep hak) kuralı uyarınca bozma kararında belirtilen hususların aynen yerine getirilmesi zorunludur. Bu hususun kamu düzeniyle ilgili olduğu tartışmasızdır. Mahkemece bozmaya uyulmuş olmakla yapılan yargılama sonucunda, tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin "Ömer oğlu Hüseyin Selliyurt" ve " Osman kızı Kezban Karakoç" olarak düzeltilmesi isteği dışında kalan talepler yönünden yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur, davalı Tapu Müdürlüğünün diğer temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Ancak, tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin "Ömer oğlu Hüseyin Selliyurt" ve " Osman kızı Kezban Karakoç" olarak düzeltilmesi isteğine ilişkin olarak, Mahkemece, bozmaya uyulmasına karşın bozma gereklerinin yerine getirilmediği görülmektedir. Şöyle ki, bozma ilamında sözü edilen Uzunlar köyü; 125, 132, 182, 184, 199, 236, 248, 296, 299, 301, 307, 309, 311, 36, 38, 52, 90 ve 108 parsel numaralı taşınmazlarda Hüsne oğlu, Hüseyin’in, 119, 128, 181, 193, 212, 216, 249, 297, 300, 302, 310, 50, 86, 88 ve 1 parsel numaralı taşınmazların tapu kaydında “Osman kızı, Kezban” a ilişkin olarak yapılan araştırma ve incelemenin hükme elverişli ve yeterli olmadığı, tapulama tutanaklarında Hüsne oğlu Hüseyin'in, Zeynep kızı Hüsniye'nin oğlu; Osman kızı Kezban'ın da, Zeynep'in eşi Ahmet'in ikinci eşi olduğu açıklandığı, Zeynep'in veraset ilamında kızı Hüsne'nin oğlu Hüseyin'in de mirasçı olarak kaldığı belirtildiği halde, yapılan nüfus araştırmasında, Zeynep kızı Hüsniye'nin bekar ve çocuksuz öldüğü; Osman kızı Kezban'ın ise, Zeynep'in eşi Ahmet'in karısı olmadığı tespit edildiği halde, tapulama tutanağında ki açıklamalar ile nüfus araştırmasıyla ortaya çıkan çelişkinin giderilmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; yukarıda sözü edilen kişiler yönünden bozma gereklerinin yerine getirilmesi, mahallinde keşif yapılıp, yerel bilirkişiler ve tanıkların taşınmazların başında dinlenmesi, anılan taşınmazların malikinin kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanması, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, değinilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 2.7.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.