MAHKEMESİ : KARŞIYAKA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 31/01/2013NUMARASI : 2011/328-2013/55Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR- Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, Harmandalı Belediyesinin Menemen İlçesinden ayrılarak 22.5.2008 tarihli Resmi Gazetenin mükerrer 26824 sayısında yayımlanan 5747 Sayılı Yasa ile Çiğli İlçesine bağlandığı, HUMK.'nun 13. maddesindeki kesin yetki kuralına göre dosyanın taşınmazın bulunduğu Çiğli Adli Yargı teşkilatına gönderilmesi gerektiği belirtilmek suretiyle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece "... idari taksimatta yapılan değişiklik nedeniyle dava konusu taşınmazların başka bir mahkemenin Adli Yargı çevresine dahil edilmesi halinde, verilecek kararın teknik anlamda bir yetkisizlik kararı değil devir kararı niteliğinde olduğu ve bu çerçevede hukuki sonuç doğuracağı tartışmasızdır.Hal böyle olunca, dava dosyasının devir kararı verilmek suretiyle mahkemesine gönderilmesi gerekirken yetkisizlik kararı verilmesi doğru değildir." gereğine değinilerek bozulmuş olup mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle dava dosyasının Karşıyaka Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve ilgili mahkemece davacının davanın dayanağını teşkil eden idari işlemin halefi olması dolayısıyla dava açılmasının Medeni Kanunun 2. maddesine aykırı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Harmandalı Belediyesi iken sonradan Çiğli Belediyesine mahalle olarak bağlanan Harmandalı Beldesinin, Çiğli Belediyesine bağlanmadan önce 18.07.1996 tarihli Harmandalı Belediye meclis kararına istinaden 2122 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 2/8 payının 25.09.1997 tarihli belediye encümen kararı ile davalı kooperatife bila bedel devredildiği ve 19.12.1997 tarihinde davalı kooperatif adına tescil edildiği, aynı belediye meclis kararına istinaden 2130 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 4/9 payının da 16.10.1997 tarihli belediye encümen kararı ile davalı kooperatife bila bedel devredildiği ve 24.02.1998 tarihinde davalı kooperatif adına tescil edildiği,taşınmazlarda 12.06.1998 tarihinde kat irtifakına geçildiği, 2122 ada 1 parsel A,B,C ve D ile 2130 ada 1 parsel A ve B blokların her birinde 32 daireden toplam 192 adet dairenin davalı kooperatif adına kayıtlandığı,anılan belediye encümen kararlarının 06.11.2001 tarihli encümen kararı ve belediye meclis kararının ise 12.11.2001 tarihli belediye meclis kararı ile iptal edildiği, Harmandalı Kooperatifler Birliği tarafından belediye meclis kararının iptaline dayanak oluşturan belediye meclis kararının iptali istemi ile belediye aleyhine İzmir 1. İdare Mahkemesinin 2001/1078 Esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığı, Mahkemece 12.06.2002 tarih 2002/571 Karar sayılı ilamı ile davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın Danıştay 8. Dairesinin 23.06.2003 tarih 2003/240/3055 E.K. sayılı ilamı ile onanıp derecattan geçmek suretiyle kesinleştiği,davacı belediye tarafından davalı Kooperatif aleyhine yolsuz tescile dayalı eldeki davanın açıldığı ve yargılama sırasında Kooperatif tarafından oluşturulan kat irtifakı kurulan bağımsız bölümlerin dava dışı gerçek kişilere satış ve ferdileşme suretiyle devredildiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş HUMK.nun 186.maddesinde (6100 Sayılı HMK’nun 125. maddesi) dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir. 6100 Sayılı HMK’nun 125/1. maddesi; dava açıldıktan sonra davalı, dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde; davacı taraf seçim hakkını kullanarak, dilerse temlik eden ile olan davasından vazgeçerek davaya devralan kişiye karşı devam edebileceği, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebileceği hükmünü içermektedir. Bu usul kuralının kendiliğinden (re'sen) gözetilmesi gerektiği de açıktır. Hal böyle olunca,dava konusu 2122 ada 1 parsel A,B,C ve D ile 2130 ada 1 parsel A ve B blokların her birinde 32 daireden toplam 192 adet dairenin dava dışı kişilere temlik edilmesi nedeniyle 6100 sayılı HMK.'nun 125. maddesi hükmü uyarınca davacı tarafa seçimlik hakkı hatırlatılarak davayı ne şekilde sürdüreceklerinin sorulması ve bu yöndeki usûli eksiklik giderildikten sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken değinilen husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davacı vekilinin bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.