Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12714 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 2903 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ÇORLU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 22/09/2011NUMARASI : 2011/295-2011/483Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 18.05.2012 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı asil K... Ö... Ve vekili Avukat H... G... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkin olup, Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı sonrasında davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillere, özellikle eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen çap kaydına göre; dava konusu 2381 ada, 2 parsel sayılı taşınmazın davacı Mukadder tarafından karar tarihinden sonra 2.11.2011 tarihinde dava dışı H... Ö... ve A... F...'a 1/2'şer pay oranında satış yolu ile temlik edildiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; dava açıldıktan sonra da sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanında doğal bir sonucudur. Usul hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş HUMK'nun l86. maddesinde (6100 sayılı HMK'nın 125. maddesinde) dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulî işlemler düzenlenmiştir. Söz konusu madde hükmüne göre; iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta, dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir.Davalının, dava konusu hakkı yargılama sırasında devretmesine ilişkin yapılacak bu usulî işlemler 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 125. maddesi ile de korunmuş, öte yandan bu madde ile 1086 sayılı Yasanın 186. maddesinden farklı olarak, dava konusunun davacı tarafından üçüncü kişiye devredilmesi halinde devralan kişinin davacı sıfatı ve buna bağlı olarak dava takip yetkisi kazanacağı ve davanın yeni davacı ile süreceği esasını da getirmiştir. Kendiliğinden (re'sen) gözetilmesi zorunlu bulunan bu usul kuralına göre, Mahkemece, davacı tarafından temlik edilen çekişmeli taşınmaz yönünden 6100 sayılı HMK'nın 125/2. maddesi uyarınca taşınmazı devralan kişilerin davacı sıfatı ve davayı takip yetkisi kazanacağı dikkate alınıp sonucuna göre işlem yapılmalıdır.Hal böyle olunca, öncelikle; dava konusu taşınmazın, karar tarihinden sonra davacı tarafından devredildiği gözetilerek, HMK'nın 125. maddesi hükmü uyarınca usuli işlemlerinin yerine getirilmesi, ondan sonra toplanan deliller uyarınca bir karar verilmesi gerekeceğinden, karar bu nedenle bozulmalıdır.Davalı vekilin temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2011 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 900.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 18.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.