MAHKEMESİ : TARSUS 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 08/06/2007NUMARASI : 2005/59-2007/267Taraflar arasında görülen davada;Davacı, 1047 parsel sayılı taşınmazın 4050 m2’lik bölümünün kesinleşen mahkeme kararı ile adına tesciline karar verildiğini, ancak diğer paydaş olan davalı H... bu durumu bilmesine rağmen taşınmazın tamamının maliki gibi diğer davalıya devrettiğini, davalı M.....n yeğeni olup iyi niyetli olmadığını ileri sürerek, 4050 m2’lik bölümün tapusunun iptali ile adına tesciline ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davalılardan H... taşınmazın tamamının maliki olduğunu düşünerek satışı yaptığını, diğer davalı M....ise iyiniyetli olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davalı M.....iyiniyetli olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi poru okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 1047 parsel sayılı taşınmazın davalılardan H....K..... adına kayıtlı iken 10.03.1988 tarihinde satış suretiyle diğer davalı Me E....A.'a temlik edildiği görülmektedir.Davacı, çekişme konusu taşınmazın 4050 m2'lik bölümünün, Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp kesinleşen 1980/693 esas, 1985/79 karar sayılı karar ile kendi adına tescil edildiğini, ancak; kararın infaz edilmediğinden istifa eden kayıt maliki Hasan'ın taşınmazı diğer davalı M.... E....A.....devrettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Gerçekten de, davalı H.... adına kayıtlı 1047 parsel sayılı taşınmazın 4050 m2'lik bölümünün değinilen mahkeme kararı ile ifraz edilerek davacı adına tesciline karar verildiği sabittir.Türk Medeni Kanununun 1022 maddesi uyarınca ayni haklar tescil ile doğar ve varlık kazanır. Ne varki, bunun istisnaları bir başka ifade ile tescilden öncede mülkiyetin geçeceği haller Türk Medeni Kanununun 705 maddesinde belirtilmiş olup, bunlardan birininde tescil hükmü olduğu açıktır.O halde, tescil hükmünün kesinleşmesi ile mülkiyetin Türk Medeni Kanununun 705 maddesi uyarınca çekişme konusu bölüm yönünden davacıya geçeceği kuşkusuzdur. Oysa, anılan karar infaz edilmeden davaya konu taşınmazın tamamı davalı H..... tarafından 10.03.1988 tarihinde diğer davalı M........Ak'a satış yoluyla temlik edilmiştir. Somut olayda davalı Mehmet E.... 2. el olup Türk Medeni Kanununun 1023 maddesi koşullarının gerçekleşmesi halinde iktisabının korunacağı da tartışmasızdır. Ancak, davalı M..... E..... mahkemece toplanan deliller karşında iyi niyetli olduğu söylenemez. Zira davalı M.....E.... davacının yeğeni olduğu ve tescil hükmünü bilen ve bilmesi gereken konumda bulunduğu da dosya kapsamı ile sabittir. O halde, Türk Medeni Kanununun 1024 maddesi uyarınca son kayıt maliki Mehmet Erol'un iyi niyetli olduğu kabul edilemez. Esasen değinilen tapu iptal ve tescili isteğini içeren dava dosyasında da M....E.... anne ve babasının tanık olarak dinlendiği açıktır. O halde M....E..... tescil hükmünü bilmemesi olanaklı değildir.Hal böyle olunca, çekişmeli 4050 m2'lik bölümün yasalar uyarınca ifrazının mümkün olup olmadığının saptanması, ifrazın mümkün olduğunun saptanması halinde anılan bölüm hakkındaki davanın kabulü ile müstakilen davacı adına tesciline, yok eğer ifrazının mümkün olmadığı belirlenir ise, oran kurulmak suretiyle taşınmazda davacının paydaş kılınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.02.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.