Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12690 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 9623 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : BOLU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/01/2012NUMARASI : 2010/268-2012/7Yanlar arasında görülen tapu iptal ve tescil olmazsa tenkis davası sonunda, yerel mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi S... Ö...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü. Dava ve birleşen davalar, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil olmazsa tenkis isteklerine ilişkindir.Hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca Adli Tıp Kurumundan alınan 07.12.2011 tarihli rapor gereğince miras bırakan İ... A...'ın akit tarihinde hukuki ehliyete haiz olduğu anlaşılmaktadır. Davacılar, ehliyetsizlik iddiası yanında, miras bırakan ve davalı ile Bolu 1. Noterliğinde yapılan 23.07.2008 tarihli ölünceye kadar bakım akdinin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiasına da dayanmışlardır. Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ( 6098 Sayılı Yasanın 237 m.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.Somut olaya gelince; davalı miras bırakanın akit tarihinde başka taşınmazlarının bulunduğunu bildirmiş ancak Mahkemece miras bırakanın tüm mal varlığı araştırılmamıştır. Hal böyle olunca, miras bırakandan intikal eden taşınır taşınmaz mallar ve haklar araştırılmalı, tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgeler mercilerinden getirtilmeli, mahallinde keşif yapılarak intikal eden malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınmalı böylece yukarıda değinilen anlamda bir mal kaçırma kastının bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır.Davalının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.