MAHKEMESİ: CEYHAN SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 14/03/2013NUMARASI: 2012/332-2013/255Yanlar arasında görülen tapu kaydında düzeltimdavası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Talep, tapu kaydında malik gözüken kişi ile davacının aynı kişi olduğunun tespiti isteğine ilişkindir. Mahkemece, talebin kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1535 parsel sayılı taşınmazın O... oğlu H... Ç... adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.Davacı, tapu kaydına esas olan dayanak belgelerde ayrıntılı kimlik bilgileri bulunmadığından resmi işlemleri yaptıramadığını ileri sürerek kayıt maliki ile kendisinin aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.Bilindiği üzere; taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür taleplerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.HMK'nin geçici birinci maddesi gereğince “Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmayacağından” kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra yapılan taleplerin tapu müdürlüğüne ilgili sıfatıyla yöneltilerek yapılması gerekir. Bu tür kayıt düzeltme veya tespit taleplerinde, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir. 2-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.3-Nüfus Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfusta kayıtlı olup olmadıkları araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak Talep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalıdır.4-Talep konusunda tanıklar dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.Tapu Müdürlüğü ilgili sıfatıyla davada yer aldığından yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır.Somut olaya gelince ; çekişme konusu taşınmazın davacı adına oluşan tescile dayanak belgelerde ayrıntılı kimlik bilgilerine ulaşılamadığı gözetildiğinde, O... oğlu H... Ç... hakkında Nüfus Müdürlüğünden usulüne uygun şekilde bir araştırma yapıldığı söylenemez. Nitekim, Ceyhan Nüfus Müdürlüğünün 8.2.2013 tarihli cevabi yazısında ayrıntılı kimlik bilgileri istenildiği halde mahkemece bu eksiklik yerine getirilmeden sonuca gidilmiştir.Hal böyle olunca, yukarda açıklanan ilke ve olgular çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılarak davacı iddiası bakımından dava konusu 1535 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıtlarında maliki olarak görünen " O... oğlu H... Ç..." ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfusta kayıtlı olup olmadığının Nüfus Müdürlüğünden sorulması, aynı kimlik bilgilerine sahip kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının gönderilmesi halinde bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak talep konusu taşınmazda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorularak, davacının nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmesi ve tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak, tanıklar ve mahalli bilirkişiler taşınmaz başında dinlenilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.