MAHKEMESİ : AKDAĞMADENİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/05/2005NUMARASI : 2004/202-210Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;Davacı, tescil ilamı ile adına tapulanan taşınmazın bir kısmının kadastro tespiti sırasında öz olarak tespit harici bırakıldığını, tescil krokisi kapsamında kalan ve 40-50 yıldan beri zilyedi olduğu bu yerin zeminde tarla vasfında kullanıldığını,Hazineye ait yerlerden olmadığını ileri sürüp ... ada .. ve .. parsel sayılı taşınmazların yanında bulunan ve öz olarak sınırlandırılan dava konusu kısmın tarla vasfında bu ada ve parsellere ilave edilmek suretiyle tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine, çekişmeli yerin aktif dere yatağı niteliğinde olduğunu bildirip davanın reddini savunmuş, Asli Müdahil H.E. da davanın reddini savunmuştur.Birleşen dosyanın davacısı H....E..., H...D....aleyhine açtığı elatmanın önlenmesi ve yıkım davasının kabul edilerek bu kişinin dere yatağında 510 m2 yere elatmasının önlenmesine ve bu alandaki setlerin kaldırılmasına karar verildiğini, ancak ağaçların sökülmesine karar verilmediği için kararın infaz edilemediğini ileri sürüp kesinleşen dosyada davalının elatmasının önlenmesine karar verilen 510 m2’lik alanda bulunan söğüt ve kavak ağaçlarının da sökülerek kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.Birleşen dosyanın davalısı H....D, ağaçların davacı taşınmazına zarar vermediğini, tescil tapusunun kapsamı içinde kaldığını bildirip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, tapulamada tescil krokisi miktarından fazlasının davacı adına tespit edildiği, davacının adına tescilini talep ettiği bölümün öncesinin dere yatağı olduğu, tescil krokisinin fenni sıhhate sahip olmadığından krokiden şeklen istifade edildiği, birleşen davacının ilerde doğması muhtemel zararların önlenmesi için dava açmakta yararı bulunduğu, karşı davalının dereden oluşturduğu alanı ağaçlandırdığının keşfen sabit olduğu gerekçeleriyle; asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.-KARAR-Dava, tescil; birleşen dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davacının tescil ilamı kapsamında bulunan . ada . ve . parsel yanındaki davaya konu öz nitelikli bölümün aktif dere yatağı vasfında bulunduğu anlaşılmaktadır. Öyle ise bu saptama benimsenmek suretiyle davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Birleşen dava, elatmanın önlenmesi isteğiyle davacısı H..tarafından Sulh Hukuk Mahkemesine açılmış; Sulh Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararı temyiz edilmeksizin 6/1/2005 tarihinde kesinleşmiştir.Bilindiği üzere, görevsizlik kararı veren mahkeme bu kararında dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine karar vermekle yetinir. Dava dosyasını kendiliğinden (re’sen) görevli mahkemeye gönderemez. Dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi ve davaya görevli mahkemede devam edilebilmesi için görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 10 gün içinde davacının görevli mahkemeye başvurarak tebligat yaptırması gerekir. (H.U.M.K.’nun 193. maddesi) 10 günlük süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re’sen gözetilir.Somut olayda görevsizlik kararı 6/1/2005 tarihinde kesinleştiği halde davacı vekili 26/1/2005 günü Sulh Hukuk Mahkemesine verdiği dilekçe ile dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi isteğinde bulunmuştur.Görevsizlik kararının kesinleştiği gün ile başvurma günü arasında 10 günden fazla bir süre geçtiğinden görevli mahkemede görülen dava görevsiz mahkemede açılan davanın devamı sayılamaz. Hal böyle olunca, H.U.M.K.’nun 193. maddesi dikkate alınarak birleşen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, işin esasının hükme bağlanması doğru değildir. Davalının – Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K.’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 14/12/2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.