MAHKEMESİ: DEVELİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 28/12/2010NUMARASI: 2010/130-2010/673Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, Develi Belediyesi yönünden reddine, davalı A... Ö.... Yönünden ise kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili ile davalı A... Ö.... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, Develi Belediyesi yönünden davanın reddine, davalı A... Ö.... yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden; Kadastroca davalı A... Ö.... adına tespit edilen 28 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak davacı Hazine tarafından kayıt miktar fazlasına yönelik Develi Kadastro Mahkemesi'nde açılan dava neticesinde verilen kararların çok sayıda bozma geçirdikten sonra en son Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 14.11.2003 tarihli bozma ilamı doğrultusunda 28.05.2004 tarih, 2004/2 Esas, 2004/8 sayı ile teknik bilirkişi Y... S... tarafından düzenlenen 14.03.2003 tarihli raporun eki krokide C harfi ile gösterilen (F harfi ile gösterilen 312 m2'lik kısım hariç olmak üzere) 2378 m² kısmının davalı A... adına, D harfi ile gösterilen 1311 m2 kısmının yeni bir ada ve parsel numarası verilerek kayıt miktar fazlası olarak Hazine adına tesciline ilişkin olarak verilen kararın dereceattan geçmek suretiyle kesinleştiği, ancak anılan bu yerde 1997 tarihinde yapılan birinci imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edilmesi üzerine, ikinci bir imar uygulamasının yapıldığı, Hazineye bırakılan D harfi ile gösterilen bölüm için de DOP kesildikten sonra kalan miktara karşılık oluşan imar parsellerinden Hazine'ye de yer verildiği, Öte yandan; davalı A... Ö.... tarafından Hazine ve Develi Belediyesi aleyhine açılan Develi Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2005/338 Esas, 2008/403 sayılı kararı ile anılan Kadastro Mahkemesi'nin ilamı ile adına tespit ve tesciline karar verilen yerde yapılan imar uygulamasının iptali hususunda açtığı davanın kabul edilerek kesinleşmesi sebebi ile Kadastro mahkemesi ilamı ile kendisine isabet eden kısmın adına tescili, mümkün olmaz ise isabet eden imar parsellerinin tescili istekli açtığı davanın kabul edilerek, krokide C harfi ile gösterilen ve A... adına teciline karar verilen bölümün son imar uygulaması ile gittiği 1495 ada 11 ve 12 nolu imar parseli, 1494 ada 13 nolu imar parseli ve 1494 ada 12 nolu imar parselinin 24/475 payının A... Ö.... adına tesciline karar verildiği ve Dairenin 24.06.2009 tarihli ilamı ile onanarak karar düzeltme yoluna da başvurulmaması sebebi ile 15.09.2009 tarihinde kesinleştiği, diğer taraftan kayıt miktar fazlası olarak Hazineye bırakılan ve krokisinde D harfi ile gösterilen yerlerin zeminde 1495 ada 13 ve 14 nolu imar parsellerine özgülenerek dava dışı A... Ş... K..., A... Ö.... , A... S..., M... S..., N.... T..., M... S..., M... S... ve F... S... Adlarına Hazine'nin de taraf olarak yeraldığı Develi Kadastro Mahkemesi'nin 16.05.2002 tarih, 1993/118 Esas, 2002/13 Karar sayılı ilamına istinaden hükmen tescil edilmek suretiyle sicil kayıtlarının oluştuğu, dayanak imar işleminin ayakta olduğu ve iptali yönünde davacı tarafından herhangi bir dava açılmadığı anlaşılmaktadır.Davacı Hazine, Develi Kadastro Mahkemesi'nin 28.05.2004 tarih, 2004/2 Esas, 2004/8 sayılı ilamı ile miktar fazlası olarak adına tesciline karar verilen krokisinde D harfi ile gösterilen bölüme ilişkin olmak üzere eldeki davayı açmıştır. Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenirliliği) ötekisi Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise kaydın geçerli bir hukuki sebebinin bulunması bir başka ifade ile de illetten mücerret bulunmamasıdır. O halde imara dayanak idari işlem idari yargı yerinde iptal edilmedikçe ve sicil yolsuz tescil durumuna düşürülmedikçe korunması gerekeceği tartışmasızdır.Öte yandan, eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen kayıtlardan D harfi ile gösterilen yerin zeminde özgülendiği 1495 ada 13 ve 14 nolu imar parsellerinin, Hazinenin de taraf olarak yeraldığı dereceattan geçerek kesinleşen Develi Kadastro Mahkemesi'nin 16.05.2002 tarih, 1993/118 Esas, 2002/13 Karar sayılı ilamına istinaden dava dışı A... Ş... K..., A... Ö..., A... S..., M... S..., N... T..., M....S..., M... S....ve F.... S... İsimli şahıslar adına tescil edilmiş olması karşısında anılan ilamın Hazineyi de bağlayacağı kuşkusuzdur. Kaldı ki eldeki davada bu şahıslara husumet de yöneltilmiş değildir. Diğer taraftan; düzenlenen teknik bilirkişi raporu doğrultusunda kabul kapsamına alınarak iptal ve teciline karar verilen 1494 ada 12 nolu imar parselindeki 24/475 pay, yine Hazine'nin taraf olarak yeraldığı ve dereceattan geçerek kesinleşen Develi Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 15.07.2008 tarih, 2005/338 Esas, 2008/403 Karar sayılı ilamına istinaden davalı A... Ö... adına tescil edilmiştir. O halde bu ilamın da taraflar için kesin hüküm oluşturucağı açıktır. Hal böyle olunca; davalı A...yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine. Davalı A... Ö.... vekilinin ise belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.