MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 16. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/07/2013NUMARASI : 2008/143-2013/342Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, tetkik hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp, düşünüldü;-KARAR-Dava, ecrimisil isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Davacı, kayden maliki olduğu 1896 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 3 nolu meskeni davalının haksız kullandığını, eski eşi olan davalının 25.11.2001 tarihinde kesinleşen mahkeme kararı ile boşanmalarına rağmen meskeni kullanmaya devam ettiğini, daha önce tahliye ve ecrimisil istemiyle aynı taşınmaz için davalı aleyhine açtığı davanın derdest olduğunu ileri sürerek 25.04.2003 ila 25.04.2008 tarihleri arasındaki dönem için 50.000,00 YTL ecrimisilin tahsili isteğiyle eldeki davayı açmış, yargılama sırasında ıslah ile 54.924,00 TL ecrimisil talebinde bulunmuştur.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 1896 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 3 nolu meskenin kayden davacı adına kayıtlı olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır.Öte yandan; davacının 08.10.2002 tarihinde davalı aleyhine aynı taşınmazın fuzuli işgali nedeniyle tahliye ve 25.10.2001 tarihinden itibaren ecrimisil istemiyle dava açtığı, Kadıköy 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2002/1498 esas sayılı dosyası üzerinden görevsizlik kararı verildiği, daha sonra İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/299 esasına kaydedilen davanın halen derdest olduğunun eldeki davada mahkeme tutanağına geçirildiği görülmektedir.Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 165. maddesi, " bir davada hüküm verilebilmesi başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir" hükmü yer almaktadır. Diğer taraftan, 6100 sayılı HMK.’nin 166. maddesi hükmü gereğince, davaların aralarında bağlantı bulunması, biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek durumda olması halinde davaların birleştirilmesine karar verilmesi gerektiğinde kuşku yoktur.Somut olayda; İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/299 esasında derdest olduğu anlaşılan taraflar arasında aynı taşınmaz hakkında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istekli davanın öncelikle karara bağlanması gerektiği ve o davanın sonucunda verilecek hükmün bu davayı etkileyeceğinde kuşku yoktur. Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilke ve olgular uyarınca, İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/299 esasında görülmekte olan elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasının eldeki dava ile birlikte değerlendirilmesi, gerektiğinde her iki davanın birleştirilmesi hususunun düşünülmesi ile hasıl olacak sonuca göre işin esası hakkında bir hüküm tesisi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.Davalının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esası bakımından şimdilik inceleme yapılmasına yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.