Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12575 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 7960 - Esas Yıl 2010





Dava, tapu iptali ve tescil ile taşınmazın sicil kaydındaki şerhin düzeltilmesi isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davalı şirketin ahara olan borçlarından dolayı malik olduğu iki parça taşınmazın icra marifetiyle satışa çıkartıldığı, her iki taşınmazın niteliklerinin ilan ve ihale şartnamesinde ayrı ayrı gösterildiği, bunlardan arka bahçeye bakan bağımsız bölümün davacı tarafından satın alındığı ve adına sicil kaydı oluşturulduğu, diğer taşınmaz bakımından satışın gerçekleşmemesi sebebiyle halen sicil kaydının davalı üzerinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı, satın aldığı taşınmazın ihale şartnamesinde gösterilen niteliklerini gözetmek suretiyle edindiğini, ne var ki, hata yapılarak bağımsız bölümlerin numaralarının karıştırıldığı ve satın aldığı bağımsız bölümün ‘‘1 nolu’ olması gerekirken ‘‘2 nolu’ bağımsız bölüm olarak gösterildiği ve anılan bu hususun satış memurluğunun hatasına ilişkin bulunduğunu, esasen edindiği tarihten itibaren de, niteliklerine dayanılarak satın almak istediği taşınmazı kullandığını bildirerek taşınmazların sicil kaydının düzeltilmesini istemiştir.Mahkemece, bilirkişi raporunda belirtilen, davacının sözleşmenin feshini isteyebileceği, ihalenin feshi davası açılması gerektiği, bu sebeple eldeki davanın dinlenilmesine olanak bulunmadığı görüşü benimsenmek suretiyle davanın reddi cihetine gidildiği görülmektedir.Hemen belirtilmelidir ki, davacı taşınmazı edinirken vasıf, nitelik, unsurları ve özellikle ihale şartnamesinde ‘‘arka bahçeye bakan yer olması itibariyle taşınmazın değerini ödeyerek malik olmuştur. Esasen, Konak Belediye Başkanlığının 20.01.2006 tarihli numaratajına göre, vasıf ve nitelikleri ayrıntılı olarak belirtilen taşınmazın numarasının ‘‘1’ olduğu sabittir.Ne varki, bütün hususiyetleri ihale şartnamesinde belirtildiği halde, inşaat bilirkişice rakam hatası yapıldığı, böylece davacının satın alıp ve fiilen oturduğu yer değil, satışa çıkartılıp satışı gerçekleşemeyen yerin adına tescilinin yapıldığı gözetildiğinde anılan durumun maddi hatadan kaynaklandığı kabul edilmelidir. Böylesine bir hata sonucu sicil oluştuğuna göre, genel mahkemede açılacak dava ile çözümlenebileceğinde de kuşku yoktur. Zira, dava infaz sonucu oluşan sicil kaydının değişimine ilişkindir. Öyleyse, mahkeme hükmüne esas alınan gerekçenin yasal olduğu söylenemez ve kabul edilemez.Hal böyle olunca; davanın kabulü suretiyle, nitelikleri ihale şartnamesinde belirtilen ve arka bahçeye baktığı anlaşılan, numaratajda 1 nolu bağımsız bölüm olarak gösterilen taşınmazın kaydının iptaline ve davacı adına, yine davacı üzerine oluşturulan sicil kaydının da keza iptali ile davalı şirket adına 2 nolu olarak tesciline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alının peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 750.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 30.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.