Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12552 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8237 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KÖRFEZ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/06/2013NUMARASI : 2012/192-2013/893Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi İlknur Acar'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava; ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.Kiraz bahçesi nitelikli 221 ada 16 parsel sayılı taşınmazda davacıların mirasbırakanı T. G..'in kayıt maliki olduğu, davalı Belediyenin kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı kayden sabittir.Davacılar dava dilekçesinde; çekişmeye konu 221 ada, 16 parsel sayılı taşınmazı davalı Belediye'nin haklı ve geçerli bir neden olmaksızın kum, boru, iş makinası, çakıl, toprak yığmak, açık park alanı olarak kullanmak suretiyle işgal ettiğini, komşu parseldeki "Körfez İşletme Şefliğine" bağlı arıza bakım deposunun devamı olarak kullanıldığını ileri sürerek geriye dönük beş yıllık ecrimisil isteği ile eldeki davayı açmışlar, mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davalının çekişmeli taşınmazı kullandığı yönünde yeterli kanaat edinilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki; ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminattır. Nitekim YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı ile haksız işgalin, haksız eylem niteliğinde olduğu kabul edilmiş, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında ise fuzuli işgalin, tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması ve haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Somut olaya gelince; gerek davacı gerekse davalı tanık anlatımlarından çekişmeye konu taşınmazın yaklaşık 10 yıldır davalı Belediye tarafından kullanıldığı, 15/03/2013 tarihli celsede dinlenen davacı tanığı S. G..'in anlatımına göre de".....on yıldır çekişmeye konu yeri harfiyat malzemesi yığmak, iş makinası ve araçlarını park etmek suretiyle kullanan davalının, yaklaşık iki yıl önce kullanmayı bıraktığı, ...." anlaşılmaktadır. Nitekim davacılar tarafından keşide edilen 23/02/2012 tarihli ihtarnamede de taşınmazın tahliyesi ile birlikte geriye dönük beş yıllık ecrimisil talep edildiği görülmektedir. Her ne kadar mahkemece iddiaların kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; saptanan bu olgular karşısında mahkeme gerekçesinin dosya kapsamına uygun düştüğünü söyleyebilme olanağı yoktur.O halde; Türk Medeni Kanunu'nun 683.maddesi gereğince kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmayan davalı Belediye'nin davacılara ait taşınmazı haklı ve geçerli bir neden olmaksızın kullanıldığı, ecrimisil talep edilen dönem içerisinde de taşınmazın tahliye edildiği saptanarak ecrimisil isteğinin kabul edilmesi gerektiği açıktır.Bilindiği üzere; haksız işgal nedeniyle "tazminat" olarak nitelendirilen ecrimisil, özel bir "zarar giderim biçimi" olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK'nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir. Bu nedenle, özellikle tarım arazilerin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler getirtilmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için birim fiyatlar getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira paraları araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilerek resen emsal araştırılmalı, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.Hâl böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, taraf delillerinin eksiksiz toplanması ve tartışılması, mahallinde uzman bilirkişiler aracılığıyla keşif yapılması, geriye dönük 5 yıllık ecrimisil istenildiğine göre; davacı tanığı S. G..'in 15/03/2013 tarihli celsedeki beyanı gözetilerek çekişmeli taşınmazın davalı Belediye tarafından iki yıl önce (2011 yılına tekabül etmektedir) terk ettiği gözetilerek ecrimisilden sorumlu olduğu dönemin belirlenmesi, bilirkişilerden denetime elverişli biçimde rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme kararının (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.