MAHKEMESİ : PERŞEMBE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/12/2013NUMARASI : 2005/99-2013/196Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar ve davalı tarafından tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi . raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR- Dava; paydaşlararasında ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu Perşembe ilçesinde yer alan 104 ada, 1 , 102 ada, 13 , 102 ada, 14 ve Ordu ilinde yer alan 5 ada, 1322 parsel sayılı taşınmazların tarafların kök mirasbırakanı H. B.. adına kayıtlı olduğu, anılan taşınmazlarda davacıların murisi R. B. ile davalı elbirliği halinde malik iken, yargılama sırasında 5 ada, 1322 parsel sayılı taşınmazda elbirliği halinde mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüştürüldüğü, davacılardan R.. S.. (B..)'in payını yargılama sırasında satış yoluyla temlik ettiği, çekişme konusu taşınmnazların davalının kullanımında olduğu, taşınmazlar üzerinde kat irtifakı ve kat mülkiyeti kurulu olmayıp üzerindeki binalarda yer alan dükkân ve konutlardan bir kısmını kullandığı bir kısmından ise kiraya vermek suretiyle gelir elde ettiği, davalı aleyhine 28/12/1997 ila 31/12/2002 dönemi için ecrimisil istemi ile açılan Perşembe Asliye Hukuk Mahkemesinin 05/10/2004 tarih, 2002/251 Esas, 2004/238 karar sayılı dosyası ile ecrimisile karar verildiği, ilgili kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.Davacı 01/01/2005 tarihli dava dilekçesiyle bu defa; aynı taşınmazlar bakımından 01/01/2003 ila 31/03/2005 tarihleri arası için ecrimisil isteği ile eldeki davayı açmıştır.Hemen belirtmek gerekir ki; ecrimisil talebine konu taşınmazların hukuki semere elde edilen taşınmazlardan olup intifadan men koşulunun aranmasına gerek bulunmadığı gibi aynı zamanda 28/12/1997 ile 31/12/2002 dönemi için ecrimisil talep edilmiş olmakla da intifadan men koşulunun gerçekleştiği benimsenmek ve taşınmazların bir bölümünün kullanılmak bir bölümünün ise kiraya verilmek suretiyle davalının kullanımında bulunduğu saptanmak suretiyle ecrimisilin kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere; ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hâkimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK'nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir. Bu nedenle, özellikle tarım arazilerin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler getirtilmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için birim fiyatlar getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir. Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira paraları araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilerek resen emsal araştırılmalı, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.Ne var ki; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun yukarıda açıklanan ilke ve yasal düzenlemeler çerçevesinde hazırlandığını söyleyebilme olanağı yoktur.Halböyle olunca, taraflar arasında görülen Perşembe Asliye Hukuk Mahkemesinin 05/10/2004 tarihli, 2002/251 Esas – 2004/238 Karar sayılı kesinleşmiş mahkeme ilamında ecrimisil konusunda verilen kararın eldeki davada bağlayıcı olacağı gözetilerek öncelikle 2002 yılında belirlenen ecrimisil bedeli üzerinden ÜFE oranına göre güncelleme yapılarak sonraki dönem için ecrimisil hesabı yapılması gerekirken açıklanan husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi paydaşlardan R.. S..'in 5 ada, 1322 parseldeki payını yargılama sırasında temlik ettiği, ecrimisil istenen dönem bakımından mülkiyet hakkının bulunduğu gözetilerek payına isabet eden kısım bakımından ecrimisile hükmedilmemiş olması da isabetsizdir..Kabule göre; de her bir davalının hangi dönem için ne kadar ecrimisilden sorumlu tutulması gerektiğinin belirlenmesi ve belirlenen ecrimisile tahakkuk tarihleri itibariyle kademeli faiz uygulanması gerekirken dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de isabetsizdir.Tarafların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.6.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.