Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12547 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 10021 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : TAVAS ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 15/05/2013NUMARASI : 2011/309-2013/250Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil olmadığı taktirde tenkis isteğine ilişkindir.Mahkemece, ortak mirasbırakan Hatice Uzelli'nin kayden maliki bulunduğu 2423 ve 2782 parsel sayılı taşınmazlarını, mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak tapuda satış gibi göstermek suretiyle oğlu olan davalıya temlik ettiği, gerçekte bağış yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davanın 20/10/2011 tarihinde açıldığı, 13/03/2013 tarihli celsede; tamamlama harcının ikmali, davalı tanıklarından M.. S.. için Denizli Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan talimat yanıtının beklenmesine, hazır edilmesi halinde davalı tanığı A.. Y..'ın dinlenmesine karar verilerek bir sonraki duruşma tarihinin 15/05/2013 olarak belirlendiği, anılan celse için davalı vekilince; "İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinde 2009/ 235 Esas, İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinde ise 2013/51 Esas sayılı dava dosyalarının duruşması olduğunu belirterek " 14/05/2013 havale tarihli mazeret dilekçesi verdiği, mahkemece 15/05/2013 tarihli celsede gerekçe gösterilmeksizin mazeret dilekçesinin reddedildiği, böylelikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 184/2. ve 186. maddeleri uyarınca işlem yapılmadan aynı tarihli oturumda davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 186. maddesinde “ Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir.Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir” düzenlemesine yer verilmiş, madde gerekçesinde ise; hangi yargılama usulü uygulanırsa uygulansın tarafların yargılamada sözlü olarak görüş ve değerlendirmelerini ifade etmeleri özel bir önem tasımaktadır. Yazılı yargılama usulü içerisinde de tarafların hükümden önce son kez mahkeme huzurunda sözlü değerlendirme yapıp açıklamada bulunmaları, doğru bir karar verilmesi bakımından önemli olacağı vurgulanmıştır.(1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 376 ve 377. maddesinde de paralel düzenlemelere yer verilmiştir.)Öte yandan; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 184/2. maddesinde açıkça; mahkemenin tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini, taraflara tefhim edeceği, yine aynı kanunun 186. maddesi hükmü ile de; mahkemenin tahkikatın bitiminden sonra sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet edeceği, taraflara çıkartılacak davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkeme de hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususunu bildireceği, mahkemenin sözlü yargılamada tarafların son sözlerini sorarak hükmünü vereceği düzenlenmiş olup, anılan düzenlemelerin emredici nitelikte olduğu açıktır.Somut olaya gelince, mahkemece söz konusu ilkeler dikkate alınmadan, yargılama sonunda tahkikatın bittiği tefhim edilmeden ve sözlü yargılama aşamasını uygulayıp taraflara son sözleri sorulmadan sonuca gidilmiştir.Hal böyle olunca, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 184/2. maddesi hükmü gereğince tahkikatın bittiği tefhim edildikten sonra taraflara sözlü yargılama için duruşmanın başka bir güne bakılmasını isteyip istemediklerinin sorulması, talep halinde başka birgün tayin edilmesi; başka bir duruşma gününü istememeleri halinde sözlü yargılama aşamasına geçilerek aynı Kanunun 186. maddesi gereğince taraflara sözlü yargılama yoluyla beyanda bulunma hakkı verilmesi, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, değinilen yasal düzenlemeler gözardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması isabetsizdir. Davalı vekilinin belirtilen nedenle temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.6.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.