MAHKEMESİ : BEYKOZ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/11/2012NUMARASI : 2012/401-2012/644Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, husumetten reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, mahlulen vakfına intikal eden taşınmazın tapusunun iptali ile davacılar adına tescili isteğine ilişkindir.Mahkemece, davacıların önceki yargılamada taraf olmadıkları ve miras bırakanlarının malik olarak görünmediği gerekçesiyle davanın husumetten reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden dava konusu 438 ada 9 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti sonucu çeşitli hisselerle P..., Y..., L..., M... ve Y... çocukları olan 19 kişi adına tespit ve tescil edildiği; taşınmazın Bezi Alem Valide Sultan Vakfından icareli olması ve mutasarrıflarının bulunamaması nedeniyle İstanbul Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından açılan Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/419-734 sayılı davası sonucu taşınmazın vakfı adına tesciline karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin 05.03.2003 tarihinde kesinleştiği, Beykoz Sulh Hukuk Mahkemesinin 1997/919 E., 1998/215 K., sayılı hasımsız görülen tespit davasında 438 ada 9 parselde malik görünen V... K...'nin dedesi Yani Koti'nin veraset ilamında adı geçen Panayot oğlu Y.. ile Y..oğlu V...'in aynı kişiler olduğu ve davacı E...'in bu kişinin mirasçısı olduğunun tespitine karar verildiği, davacıların önce Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/419-734 sayılı davasının yargılamasının yenilenmesini istediği aşamada ıslah dilekçesi vererek davayı tapu iptal ve tescile dönüştürdüğü, davacı tarafından gerek dava açarken gerekse davayı ıslah ederken herhangi bir harç yatırılmadığı, davanın harçsız olarak görülüp sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada, 492 Sayılı Harçlar Kanununun 16.maddesi uyarınca dava değerinin, taşınmazda davacıların hak iddia ettikleri payın değerinden (4.3.1953 tarih 10/2 Sayılı İ.B.K.) ibaret olacağı ve belirlenen bu değer üzerinden Harçlar Kanununun 26, 27, 28, 30 ve 32 maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı tartışmasızdır. Öte yandan, Harçlar Kanunu harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. 492 sayılı Kanunun 32.maddesinde ise yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmış 30.madde hükmünde de "...muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. HUMK' nun 409.maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır." düzenlemesine yer verilmiştir. Bu nedenle mahkemece, dava konusu taşınmazda davacıların hak iddia ettikleri payın bedeli esas alınmak suretiyle harç alınması gerekirken nisbi harç alınmaksızın davanın ikamesi ve yürütülmesi yasal olarak olanaklı değildir.Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazın değerinin tespiti ile bu değerler üzerinden, yukarıda değinilen ilkeler ve düzenlemeler gözetilmek suretiyle, harç ikmali yaptırılması, bu koşul yerine getirildiği takdirde davaya devam edilerek işin esasına girilmesi, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın harçsız görülmesi sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Hükmün açıklanan nedenlerden ötürü 6100 sayılı yasanın geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı yasanın 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.9.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.