MAHKEMESİ: İZMİR 5. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 26/02/2013NUMARASI: 2012/857-2013/197Yanlar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 2501 ada 49 parsel sayılı taşınmazın müstakilen “M... oğlu M...” adına kayıtlı olduğu, eski tapu kaydı tercümesine göre, taşınmazın Mehmet oğlu İ...'e aitken 1928 yılında M... ve F...oğlu, Girit/Resmo 1302 doğumlu, hane: 410/2'de nufusa kayıtlı (K...) M...'ya satıldığı, mirasbırakan M... Z...'ın nufus kaydından M... ve F... oğlu, Girit/Resmo 1302 doğumlu, S... Mah. Hane: 251'de nufusa kayıtlı olduğunun görüldüğü, davacının mirasbırakanın kimlik bilgilerinin tapu kaydında yanlış yazıldığından bahisle eldeki davayı açtığı ve davayı Tapu Sicil Mdürlüğüne izafeten Hazine'ye yönelttiği anlaşılmaktadır.Tapu sicilindeki yanlışlıklardan kaynaklanan işlerin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382/9-ç maddesi gereğince çekişmesiz yargı usulüne göre görülmesi gerektiğinden dava, hasımsız olarak görülmelidir. Ancak, kayıtları tutmakla görevli ve sorumlu tapu sicil müdürlükleridir. Bu nedenle bu tür taleplerde tapu müdürlükleri ilgili sıfatıyla yer almalıdır. Eldeki davanın “Tapu Sicil Müdürlüğüne izafeten Hazine” hasım gösterilerek açıldığı görülmektedir. Hazine vekili, 4353 sayılı kanunun 18.maddesine göre kanuni temsilci sıfatıyla idareyi temsil eder. Bu nedenle “Tapu Müdürlüğüne izafeten Hazine” hasım gösterilerek dava açıldığında, talebin husumet yokluğundan reddi yerine, davap dilekçesinin ilgili sıfatıyla “Tapu Müdürlüğüne” tebliğinin sağlanması ve bundan sonra işe devamla bir hüküm kurulması gerekir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici birinci maddesi gereğince “Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmayacağından” kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra yapılan taleplerin tapu müdürlüğüne ilgili sıfatıyla yöneltilerek görülmesi gerekir. Somut olayda, “Tapu Müdürlüğüne izafeten Hazine”nin hasım gösterildiği görülmektedir. Dava dilekçesi tapu müdürlüğüne ilgili sıfatıyla tebliğ edilmeksizin yargılamaya devamla hüküm kurulması doğru görülmediğinden, yukarıda değinildiği şekilde dava dilekçesinin yöntemine uygun şekilde tebliği sağlandıktan sonra yargılamaya devamla bir karar verilmelidir.Öte yandan mahkemece, nüfus müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip (Mehmet oğlu Mustafa adında) başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmeli ve taşınmazı kim ya da kimlerin kullandığının da tespit edilmesi gereklidir.Hal böyle olunca, mahkemece dava dilekçesinin tapu müdürlüğüne ilgili sıfatıyla tebliğ edilmesi ve yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidelmesi doğru değildir. Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 16.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.