Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 125 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 12865 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: KADIKÖY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 07/07/2011NUMARASI: 2011/142-2011/337Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Davacı, davalılardan babası M..'in maliki olduğu 2462 ada 7 parsel sayılı taşınmazını satış suretiyle diğer davalı N.'e temlik ettiğini, babasının 14.01.2008 tarihinde tanıştığı yabancı uyruklu bir kadınla habersiz bir şekilde evlendiğini, evlendikten sonra mal varlığını hızla elinden çıkarmaya başladığını, bedelsiz ve muvazaalı devirler yaptığını, tutarsız davranışları ve mal varlığının korunması için vasi tayini istemiyle dava açıldığını, diğer davalı N..'in de dava konusu taşınmazı satın alacak maddi güce sahip olmadığını ve ona yapılan temlikin de muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapunun iptali ile tekrar önceki malik olan babası M.. adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.Mahkemece, aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının, babası M..'in maliki olduğu 7 parsel sayılı taşınmazını 02.07.2008 tarihinde satış suretiyle davalı N..'e devrettiği mal varlığını bedelsiz olarak hızla elinden çıkarması ve tutarsız davranışları nedeniyle vasi tayini istemiyle açılan davanın ise Kadıköy 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/1972 esasında derdest olduğu anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere, HMK'nun 56/1. maddesinde; taraflardan birinin vesayet altına alınmasının talep edilmesi halinde, hakimin bu konuda kesin bir karar verilinceye kadar yargılamayı erteleyebileceği öngörülmüştür. Bu durumda, anılan isteğin kamu düzenini ilgilendirmesi, hukuki ehliyetten yoksunluğun ileri sürülmüş olması ve temliki yapan kişinin çıkarlarının korunması bakımından, vasi tayini istemiyle açılan davanın sonucunun beklenilmesi, belirlenecek duruma göre taraf teşkilinin sağlanması ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekmektedir.Somut olayda, her ne kadar davacı vasi sıfatıyla dava açmamış ise de adına dava açılan kişinin sonradan vesayet altına alınması ve vasi atanması durumunda başlangıçta olmayan dava şartının sonradan tamamlanacağının kabulü gerekmektedir.Hal böyle olunca, yukarıda değinilen hususlar gözetilmeden, yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.Davacının anılan hususlara değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.