Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12490 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 10336 - Esas Yıl 2006
MAHKEMESİ : İSTANBUL 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 13/07/2006NUMARASI : 2005/281-196 Taraflar arasında görülen davada;Davacılar,.. parsel sayılı taşınmazın mahluliyet nedeniyle S.... Beyazıt Vakfı adına tescil edildiğini, ancak kesinleşmiş mahkeme kararı ile taşınmazın mutasarrıfı H.. A..’in mirasçıları olduklarını ileri sürerek ½ payın tapu kaydının iptali ile H.. A..adına tesciline, ıslah dilekçesi ile M..Ş....ait diğer ½ payın da dahil edilerek taşınmazın tamamının mirasçıları adına payları oranında tesciline karar verilmesini istemişlerdir.Davalı, çekişme konusu taşınmazın ½ payının öncesinde H..A.. ½ payın ise M.. Ş.. adına kayıtlı olup, M...Ş...payının bu davada iptalinin istenemeyeceğini belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın temyizi üzerine dairece “ ....çekişmeli hak bakımından elbirliği halinde mülkiyetin bulunduğu, davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması ya da miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiğinden” bahisle bozulmuş, mahkemece taşınmazın mahlulen vakıf adına tescilinden önce mutasarrıf H...A..’in mirasçılarının bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı vakıf tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindirMahkemece,davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, çekişme konusu . parsel sayılı vakfa ait taşınmazın kayıt maliklerinden olan ½ paydaş H..’nin ölümü üzerine vakıflar idaresince açılan dava sonunda sözkonusu payın mahlulen vakfa döndüğünden bahisle davalı vakıf adına tescil edildiği, davacıların kayıt maliki Habibe’nin mirasçılarından olduklarını ileri sürerek eldeki davayı açtıkları anlaşılmaktadır.Gerçektende davacıların mutasarruf H... mirasçısı oldukları sabittir. Öyleyse anılan kişinin payı yönünden davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.Ancak, yargılama aşamasında davacılar diğer paydaş M.. Ş..in de mirasçısı olduklarını ileri sürüp ıslah yoluyla davalarını adı geçenin payına da teşmil etmişlerdir. HUMK nun 87. maddesinin son fıkrasının son cümlesinin Anayasa Mahkemesince iptali ile müddeabihin arttırılması olanak dahiline girmiştir. Ancak sözkonusu iptal hükmüne karşın davada bir şeyin yerine başka bir şeyin talep konusu yapılması mevcut düzenlemeye göre geçerli ve mümkün değildir. Böyle bir isteğin müddeabihin arttırılması anlamında nitilendirilmesi de olanaksızdır.Hal böyle olunca M..Ş..’in payı yönünden açılmış bir dava bulunmadığı gözetilmeksizin adı geçenin payının da hüküm kapsamına alınması doğru değildir. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,11.12.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.