MAHKEMESİ: EDİRNE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 12/06/2006NUMARASI: 2005/190-226Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, ..parsel sayılı taşınmazdaki paylarını zorda kaldıklarından dolayı 04.5.2004 tarihinde davalıya 6.000.00-YTL. bedelle satmak zorunda kaldıklarını ileri sürüp, satışın iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesi istemiştir.Davalı, davacıların çekişme konusu taşınmazdaki paylarını rızai taksim sonucu kendisine devrettiklerini, karşılığında ise kendisinin de dava dışı .. parseldeki payını davacılara devrettiğini, davacıların ..parselin tamamını üçüncü kişilere 105.000.00.-YTL'na sattıklarını belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının iddialarını senede karşı senetle kanıtlayamadığı, değerler arasında açık fark olup, satış tarihinde davacıların zorda oldukları gerekçeleri ile davanın kabulü ile payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmiştir.Karar, davacılar ve davalı tarafından süresinde duruşmalı temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği değer yönünden reddedilerek, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, gabin hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, davacıların paydaşı bulundukları .. parsel sayılı taşınmazın 04.05.2004 tarihli akitle tapuda 6.000.000.000 TL bedel gösterilmek suretiyle davalıya satış yoluyla temlik edildiği görülmektedir. Söz konusu işlemde davacılardan Ş..A..vekil eliyle temsil edilmiş, diğer paydaş davacılar akitte bizzat bulunmuşlardır.Davacılar, söz konusu işlemin kardeşleri Ş..’ın tutuklanması ve darda kalması nedeniyle gerçekleştirildiğini ileri sürerek gabin hukuksal nedenine dayanarak eldeki davayı açmışlardır.Bilindiği üzere; sözleşmenin gabin nedeniyle illetli olduğunun kabulü için edim ve karşı edim arasındaki nisbetsizliğin, taraflardan birinin, diğerinin şahsında mevcut özel bir durumu bilerek,istismar etmesi, sömürmesi sonucu oluşması gerekir. Dar ve zor durumda kalmaları nedeniyle, sözleşme yapmağa, mallarını çok düşük bedel ile devretmeye sürüklenmiş kişileri korumak zayıfı güçlüye ezdirmemek için hukukumuzda da düzenlemeler yapılmış Borçlar Kanunun 21. maddesi ile aynen"bir akitte ivazlar arasında açık bir nisbetsizlik bulunduğu takdirde eğer gabin mutazarrırın muzayaka halinde bulunmasından veya hiffetinden yahut tecrübesizliğinden istifade suretiyle vukua getirilmiş ise mutazarrır bir sene zarfında akti feshettiğini beyan ederek verdiği şeyi geri alabilir" hükmü getirilmiştir. O halde, gabin den söz edilebilmesi, objektif unsur olan edimler arasındaki aşırı nisbetsizlik yanında bir tarafın darda kalma, tecrübesizlik, düşüncesizlik(hafiflik ) hallerinin bulunması, diğer yanın ise yararlanmak, sömürmek kastını taşıması biçiminde iki subjektif unsurun dahi gerçekleşmesine bağlıdır. Gabinin varlığı zarar görene (sömürülene),sözleşme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirerek iptal davası açıp iddiasını her türlü delille kanıtlama ve verdiğini geri isteme hakkı verir. Hemen belirtmek gerekirki gabin davasında öncelikle edimler arasındaki, aşırı oransızlık üzerinde durulmalı, objektif unsur isbatlandığı takdirde mutazarrırın kişiligi, yaşı, sağlık durumu, toplumdaki yeri, ekonomik gücü pisikolojik yapısı gibi maddi, manevi yönler yani subjektif unsur derinliğine araştırılıp incelenmelidir. Somut olaya gelince; tapudaki satış bedeli keşfen belirlenen bedele göre değerlendirildiğinde gabinin objektif unsurunun bulunduğu kabul edilebilirse de Ş.. dışındaki diğer davacıların darda kalmalarının müzayaka halinde bulunmalarının sebebi ve şekli ileri sürülmediği gibi böyle bir müzayaka hali kanıtlanmış da değildir. Diğer taraftan davacılardan Şaban akitte vekil aracılığı ile temsil edilmiştir. Vekil eliyle yapılan temliki işlemlerde gabinin subjektif unsurunun gerçekleşmesi olanaksızdır.Bu durumda, belirlenen bu olgular yukarıda açıklanan ilkeler ile birlikte değerlendirildiğinde çekişmeli taşınmazın temlikinin gabin ile illetli olduğu kabul edilemez. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Tarafların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.12.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.