MAHKEMESİ: ANKARA 9. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 27/12/2012NUMARASI: 2010/130-2012/519Yanlar arasında birleştirilerek görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davaların kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin olup, mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı sonrasında davanın kabulüne, birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 18841 ada 11 parsel sayılı taşınmazda davacılar S... G..., M... Ö..., N... Y...’ın davalı Karayolları Genel Müdürlüğü ile paydaş oldukları, 18844 ada 12 parsel sayılı taşınmazda ise davacılar A... G..., F... B..., Z... K..., E... K..., A... A..., S... G...ile davalı Karayolları Genel Müdürlüğü ve dava dışı Keçiören Belediyesinin paydaş bulunduğu, anılan taşınmazlarda yargılama sırasında yapılan ve 22.09.2008 tarihinde tescil edilen imar uygulaması ile davacıların payının, oluşturulan 90720 ada 9 parsel sayılı taşınmazda toplandığı, davalı Karayolları genel Müdürlüğünün ise 90721 ada 1 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğu, çekişmeye konu edilen tüm taşınmazların tamamının yıllardır davalı Karayolları Genel Müdürlüğünün kullanımında bulunduğu, davacıların paylarına karşılık kullandıkları yerin olmadığı, öte yandan davacıların elatmanın önlenmesine ilişkin davalarını takip etmedikleri, ecrimisil bakımından mahkemece, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak ecrimisilin hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır.Yukarıda açıklanan somut olayın içeriği ve dosya kapsamı ile, davalının haklı ve geçerli bir nedeni olmaksızın öncesinde paylı mülkiyet üzere olan taşınmazları tek başına kullandığı, davacıların paylarına karşılık kullandıkları yer olmadığı belirlenerek ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak ecrimisil isteğinin kabulüne karar verilmiş olması kural olarak doğrudur.Ancak, bilindiği üzere, Türk Medeni Yasasının 705. maddesi hükmü gereğince, taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur.Somut olayda, davacıların dava konusu taşınmazlardaki paylarını hazinenin yapmış olduğu ihtiyari ihale sonucunda edindikleri, pay tescili ilk olarak adlarına 14.01.2005 tarihinde yapldığı, diğer taraftan 18844 ada 12 parsel sayılı taşınmazda davacılar E... K..., A... A... ve S... G...in paylarını diğer paydaşından satış suretiyle 10.06.2005 tarihinde edinmiş oldukları görülmektedir.O halde, hüküm altına alınacak ecrimisilin davacıların talep ettikleri dönemler dikkate alınarak ve adlarına pay tescili yapılan tarihler gözetilerek, dolayısıyla mülkiyeti edinme tarihleri dikkate alınarak belirlenmesi gerekirken ihale tarihinden itibaren fazla ecrimisile karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, bir kısım davacıların sonradan taşınmazda pay edindikleri de dikkate alınmadan yazılı olduğu üzere hüküm tesis edilmiş olması doğru değildir.Kabule göre de, davalı Karayolları Genel Müdürlüğünün harçtan muaf olduğu gözetilmeden aleyhine harcın hüküm altına alınması da isabetsizdir.Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 12.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.