Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12468 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 9844 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: ANTALYA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 08/02/2011NUMARASI: 2010/358-2011/26Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava; kayden davalıya ait taşınmazın sicil kaydında yeralan ipotek bedelinin güne uyarlanmak suretiyle tahsili ve tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkin olup mahkemece tapu iptal ve tescil isteğinin reddine, belirlenen ipotek bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Gerçekten de; kayden davacıya ait taşınmazdaki pay davalıya satılmış, tahsil edilmeyen bakıye satış bedeli üzerinden taşınmazın sicil kaydına TMK'nun 893. maddesi hükmü uyarınca ipotek şerhi konulmuş ne varki satış bedeli ödenmediği taktirde akdin feshedilerek taşınmazın mülkiyetinin tekrar davacıya iade edileceğine dair bir ihtirazi kayıt konulmadığı gibi beyanda da bulunulmadığından 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 211. maddesi delaletiyle 217. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 235. maddesi delaletiyle 246. md.) gözetilmek suretiyle tapu iptal ve tescil isteğinin reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu yöne değinen davacının temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davacının ipotek bedelinin uyarlanmasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; davacının, 731 ada 3 parseldeki 10/300 payını, 15.04.1967 tarihinde 38.000.-TL bedel karşılığında davalıya satış yoluyla temlik ettiği, satış akdinde satış bedelinin 20.000.TL'sinin peşin, bakiye 10.000.-TL'sinin 10.05.1967 tarihinde, 8.000.-TL'sinin 10.09.1967 tarihinde ödenmesinin kararlaştırıldığı, bakiye borcun ödenmesini teminat altına almak amacıyla davacı lehine ipotek tesis edildiği, daha sonra 14.03.1991 tarihli imar uygulaması sonucunda yeni imar parsellerinin oluştuğu, imar parsellerinden 6562 ada, 7 sayılı parselin davalı adına tescil edildiği, davalının davacı aleyhine açtığı davada ipoteğin fekkini istemesi üzerine davacının eldeki davayı açtığı, mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı tarafın taşınmazın tapu kaydının iptal tescili yerine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ödenmeyen alacağın tahsilini talep edebileceği, akit tablosunda borç zamanında ödenmediği taktirde bedelin artırılacağı belirlenmediğine göre uyarlama talebinin de yerinde olmadığı ancak uyarlama talebinin ipotek borcunun ödetilmesi talebini de içerdiği, ipoteğe konu alacak için dava açıldığının kabulü gerektiği gerekçesiyle "10.000.-TL 'nin karşılığı 0,01.-YTL., 10.05.1967 tarih, 8.000.-TL'nin karşılığı 0.08.-YTL 'nin 10.09.1967 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline" karar verildiği görülmektedir.Diğer taraftan; davalının davacı aleyhine Antalya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde 2009/1209 Esasına kayıtlı davada ipoteğin fekkine ilişkin dava açtığı, davanın derdest olduğu, davalı tarafından açılan ipoteğin fekki davası üzerinde davacının eldeki davayı açtığı görülmektedir.Ne var ki,uygulamada da benimsendiği üzere bu tür durumlarda denkleştirici adalet ilkesi gözetilmek suretiyle ipotek bedelinin uyarlamaya tabi tutulması kaçınılmazdır.Öte yandan somut olayda;ipoteğin kadastral parsel üzerine konulduğu, yargılama sırasında müstakil imar parsellerinin oluştuğu ve ipoteğin de oluşan tüm imar parsellerine yansıtıldığı izlenimi uyanmaktadır.Hal böyle olunca; öncelikle ipoteğin imar parsellerine yansıtılıp yansıtılmadığının saptanması, ondan sonra yukarıda değinilen ilke uyarınca ipotek bedeli üzerinden uyarlama yapılması, ancak mükerrer ödemeye sebebiyet verilmemesi bakımından Antalya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/1209 Esas sayılı ipoteğin fekki konusunda açılan davanın sonucunun da birlikte değerlendirilmesi, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken açıklanan hususlar gözardı edilerek yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değldir. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.