Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12443 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 8605 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 29/03/2012NUMARASI: 2011/10-2012/218Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece erken açılan davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkin olup, mahkemece, erken açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı, kayden maliki olduğu çekişmeli taşınmazın tapu kaydı üzerine konulan aile konutu şerhinin Bakırköy 6. Aile Mahkemesinin 28.12.2010 günlü, 2010/610 esas, 2010/1058 sayılı kararıyla kaldırılmasına karar verildiğini, aile konutu şerhinin, boşanma kararının kesinleşmesiyle dayanağının kalmadığını, davalının, taşınmazı haklı ve geçerli bir nedeni olmaksızın kullanmaya devam ettiğini ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 1050 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki 17 nolu bağımsız bölümün kayden davacıya ait bulunduğu, tarafların evlilik birliğinin devamı sırasında çekişmeli bağımsz bölümün sicil kaydına 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 194. maddesi uyarıca "aile konutu " şerhi konulduktan sonra, taraflar arasında görülen boşanma davası sonucunda, Bakırköy 3. Aile Mahkemesinin, 2009/838 esas, 2010/289 sayılı kararıyla tarafların boşanmalarına karar verildiği ve kararın 06.07.2010 tarihinde kesinleştiği; ayrıca, aile konutu şerhinin terkinine ilişkin davanında kabulle sonuçlanıp Yargıtay 2.Hukuk Dairesince 8.2.2012 tarihinde onandığı, eldeki davanın ise 10.01.2011 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki, TMK'nun 194. maddesi hükmü uyarınca taşınmazın sicil kaydı üzerine konulan şerhin evlilik birliğinin devamı süresince hukuki netice doğuracağı, evliliğin zevali ( son bulması ) ile şerhin sağladığı hakların ortadan kalkacağı tartışmasızdır. Boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren, Türk Medeni Kanunun 683. ve Anayasanın 35. maddesinden kaynaklanan davacının mülkiyet hakkı karşısında, şerhin şeklen var olması hüküm ifade etmez.O halde, Mahkemece, eldeki davanın açıldığı tarihte çekişmeli taşınmazın sicil kaydında aile konutu şerhinin mevcut olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru olduğu söylenemez.Hal böyle olunca; işin esasına girilerek, iddia ve savunma doğrultusunda tarafların tüm delillerinin toplanması, toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm tesis edilmesi isabetsizdir. Davacı vekilinin temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.