MAHKEMESİ: PÜLÜMÜR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 21/06/2006NUMARASI: 2003/33-38Taraflar arasında görülen davada;Birleşen davalar ile davacı,kayden paydaşı olduğu 1973/.. sıra nolu tapu kaydının miktarının 4300 m2 iken ...m2 sinin davalı kooperatife satıldığını,davalı N...'nin de kooperatife satılan payı satın alarak payından fazla yer kullanıp, ahır ve müştemilatlar yaparak paydaşı olduğu 1973/.. sıra nolu tapulu taşınmazına tecavüz edildiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi,yıkım ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur.Davalı N..., daha önce davacı tarafından aleyhine açılan 1989/... esas sayılı elatmanın önlenmesi istekli davada,davacının çekişme konusu yerin bedelini alarak,davasından feragat ettiğini bildirip,davanın reddini savunmuştur.Kavuklu Köyü Muhtarlığı;davalı sıfatıyla yer alan kooperatifin 1985 tarihinde feshedildiğini,muhtarlık olarak davaya katılmayacaklarını bildirmiştir.Mahkemece,davalı kooperatif yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle diğer davalı bakımından kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, tapulu taşınmaza elatmanın önlenmesi,yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece,davanın,davalı kooperatif yönünden husumet yokluğu,diğer davalı bakımından kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden,toplanan delillerden; davacının 1973/sıra nolu 4300 m2 miktarlı tapu kaydında paydaş iken taşınmazın m2 sinin kayden davalı kooperatife satıldığı,davalı Niyazi'nin de anılan payı satın alarak 1997/2 sıra nolu tapu kaydı ile malik olduğu, davacının ise halen 1973/47 sıra nolu 3280 m2 miktarlı tapuda dava dışı S. A. ile paydaş olup, taraf taşınmazlarının komşu olduğu anlaşılmaktadır.Davacı,davalı N'...nin malik olduğu tapu miktarından fazla yer kullanarak ahır ve müştemilatlar yapmak suretiyle taşınmazına müdühale ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Mahkemece,davacının daha önce davalı N... aleyhine açtığı 1989/39 esas-63 karar sayılı elatmanın önlenmesi davasında kendi tapusu kapsamında kalan bir kısım yeri davalıya terkederek davasından vazgeçmesi nedeniyle kesin hükmün varlığından söz edilerek davanın reddine karar verilmişsede;Bilindiği üzere,H.U.M.K.'nun 237 maddesi gereğince yeni açılan bir davaya karşı,o davanın daha önce kesin hükme bağlanmış olduğunu söyleyebilmek için önceki dava ile eldeki davanın konularının dava sebeplerinin ve taraflarının aynı olması gerekir.Öte yandan, taşınmaza elatma haksız eylem olup, eylem devam ettiği müddetçe bunun giderilmesi için her zaman dava açma olanaklıdır.Kesin hüküm ancak hüküm anındaki durumu tespit eder.Hükümden sonraki döneme etkili değildir.Bu nedenle yeni meydana gelen vakıalara dayanılarak açılan ikinci dava, birinci davadaki kesin hükme aykırı düşmez,bu nedenle davanın dinlenilmesi gerekir.Kaldı ki, iki davanın tarafları da farklıdır.İkinci davada, birinci davada taraf olmayan kooperatifte davada taraftır ayrıca birinci davadan farklı olarak yıkım ve ecrimisil istekleri de vardır.Hal böyle olunca, eldeki davada işin esasına girilip,davacı iddialarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespit edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,11.12.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.