Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12369 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 9797 - Esas Yıl 2011
MAHKEMESİ: MİLAS 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 12/04/2010NUMARASI: 2010/32-2010/226Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu 24 parsel sayılı taşınmazı davalıdan satın aldığını ve 1 yıl süre ile kullanmasına izin verdiğini, ancak uyarılara rağmen iki aydır haksız olarak kullanmaya devam ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.Davalı, taşınmazın öncesinde oğluna ait olduğunu ve davalıya satıldığını, kiracı ilişkisi bulunmadığını, halen taşınmazı kullandığını, kira bedeli ödeyerek taşınmazı kullanmaya devam etmek istediğini belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, taraflar arasında HUMK’nun 8. maddesi uyarınca kira ilişkisi bulunduğu ve Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davalının kiracı olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 24 parsel sayılı taşınmazdaki 13 nolu bağımsız bölümün kayden davacıya ait olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmamakla beraber ikamet etmek suretiyle çekişmeli bağımsız bölümü kullandığı anlaşılmaktadır. Davacı, taşınmazı davalıdan satın aldığını ve 1 yıl süre ile kullanmasına izin verdiğini, ancak sürenin dolması üzerine uyarılara rağmen 2 aydır haksız olarak davalının tasarrufunu sürdürdüğünü ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Hemen belirtilmelidir ki, davacı kayıt maliki olup, Türk Medeni Kanununun 683.maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkına dayanmaktadır. Taraflar arasında imzalanmış bir kira ilişkiside bulunmamaktadır. Esasen, davalı da savunmasında aralarında kira ilişksi bulunmadığını belirtmiştir. Kaldı ki; daha önce Sulh Hukuk Mahkemesinde dava değeri gözetilerek verilen görevsizlik kararı kesinleşmiş olup yargısal anlamda da kira ilişkisinin olmadığı açıklığa kavuşmuştur.Somut olayda, davalının taşınmazı muvafakata dayalı olarak tasarruf ettiği dosya kapsamı ile sabittir. Dava açılmış olmakla muvafakatın geri alındığının kabulü gerekir. Bu durumda, 6570 Sayılı Yasanın 12.maddesi hükmünün uygulama yerinin bulunmadığı da açıktır.Hal böyle olunca; elatmanın önlenmesi isteğiyle birlikte davacının ileri sürdüğü 2 ay öncesine ait uyarının mevcudiyeti halinde, bu tarih gözetilmek suretiyle belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi; aksi halde muvafakatın dava açılmakla geri alındığının kabulü ile elatmanın önlenmesine, ancak ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.