Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1233 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 12826 - Esas Yıl 2006
MAHKEMESİ : ECEABAT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 08/03/2006NUMARASI : 2006/2-15 Taraflar arasında görülen davada;Davacı, ailesine iskanen verilen ve zilyetlikleri altında bulunan taşınmazın 14.06.1988 tarih ..no’lu Kadastro Komisyonu kararı ile kendisi ve kardeşleri adına ada . parsel olarak tespitine karar verildiğini, ancak tapu kütüğüne geçirilirken yapılan maddi hata sonucu davalılar adına tescil edildiğini, ayrıca komisyon kararında kendilerine ait isimlerin nüfus kayıtlarındaki değil halk arasındaki isimler olduğunu ileri sürüp tapu kaydının iptali ile doğru isimleriyle kadastro tutanağındaki payları oranında kendisi ve kardeşleri adına tescilini istemiştir.Bir kısım davalılar, dilekçedeki dava değerine göre Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, dava konusu taşınmazın kadastro işleminin 14.06.1988 tarihinde kesinleştiğinden 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, davalı Tapu Sicil Müdürlüğü, tapu iptali ve tescil davasında taraf olamayacaklarını, isim tashihi davası açabilme şartlarının oluşmadığını bildirip davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, dava değeri yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR-Dava tapu iptalii tescil ve tapudan isim düzeltilmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, evrak üzerinden görevsizlik kararı verilmiştir.Gerçekten de,H.U.M.K.'nun 8. maddesinde doğrudan Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevi kapsamında olduğu sayılan haller ve isteklerle ilgili olarak mahkemelerce duruşma yapılmaksızın evrak üzerinden görevsizlik kararı verilebileceği aynı yasanın 7. maddesiyle öngörülmüştür.Yasada açıkça belirtilen haller dışında kalan ve mamelek hukukundan kaynaklanan,konusu para veya para ile ölçülebilen çekişmelerde dava konusunun değerine göre mahkemelerin görevinin tayin edileceği (H.U.M.K. 1.md) tartışmasızdır.Dava değerinin ise, keşfen belirlenen dava tarihindeki değer olduğu ve harcın da bu değer üzerinden tahsil edileceği kuşkusuzdur.Bunun yanında 21.7.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 Sayılı Yasa ile 1086 Sayılı HUMK.nun 8.maddesi değiştirilerek Sulh Hukuk Mahkemelerinin görev sınırı 5000-YTL.ye yükseltilmiş, 1.6.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5236 Sayılı Yasa ile HUMK.nun eklenen ek 4.maddesine göre de her takvim yılı başından itibaren geçerli olmak üzere parasal sınırların bir önceki yıl belirlenen yeniden değerleme oranında artırılacağı öngörülmüş olup, anılan yasal düzenlemeler ve yürürlük tarihleri dikkate alındığında, 1.1.2006 tarihinden itibaren Sulh Hukuk Mahkemesinin görev sınırının, 5000.-YTL.ye 2005 yılı için belirlenen 9,8 yeniden değerleme oranının uygulanması sonucu 5490.-YTL.olacağı açıktır. .Hal böyle olunca, keşfen belirlenecek dava değeri gözetilmek suretiyle görev hususunun değerlendirilmesi gerekirken evrak üzerinden görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir.Davacının temyiz itirazı yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 8.2.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.