Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12291 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8707 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : TAVAS SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/02/2013NUMARASI : 2012/169-2013/96Yanlar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, 1062, 4756 ve 7774 parsellerin tapu kaydının nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesine, diğer taşınmazlara ilişkin davanın feragat yönünden reddine karar verilmiştir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler (satış akit tabloları ve ekleri) getirtilmelidir.2-Nüfus müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacının, miras bırakanının nüfus kütüğünde O... kızı F... T... olarak kayıtlı olduğu, 1961 yılında yapılan kadastro tespiti sırasında 4756 parselin; 1820 yazım numaralı vergi kaydı uygulanarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine istinaden 1337 doğumlu O... kızı F... T... adına tespit edildiği, itirazsız kesinleşmekle tapuda O... kızı F... T... adına tescilinin yapıldığı, 1062 parselin; 4749 yazım numaralı vergi kaydı uygulanarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine istinaden 1328 doğumlu O... oğlu İ... T... adına tespit edildiği, itiraz üzerine hükmen İ... kızı F... T... adına tescil edildiği, 7774 parselin; kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine istinaden 1331 doğumlu O... oğlu İ...T... adına tespit edildiği, itiraz üzerine hükmen İ... karısı F... T... adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece 1062 ve 7774 parsel sayılı taşınmazların hükmen tesciline ilişkin dava dosyaları getirtilip incelenmeden karar verilmiştir. Diğer taraftan keşifte dinlenen yerel bilirkişiler Ö... O... D..., K... K... ve R... T... ile davacı tanıkları D... D... ve G... K... 1062, 4756 ve 7774 parsel sayılı taşınmazların İ... T...'a ait olduğunu, F... T...'la ilgisinin bulunmadığını bildirmişlerdir. Keşifte dinlenen davacı tanığı A... Ö... ise, temyize konu taşınmazların F... T...'a ait olduğunu ifade etmiştir.Jandarma aracılığıyla beyanda bulunan R...T...'da temyize konu taşınmazların dedesi O... T...'a ait bulunduğunu, dedesinin Çanakkale savaşında şehit olduğunu, taşınmazların O...'ın eşi F... T...'a kaldığını belirtmiştir Mahkemece, anılan tanık ve yerel bilirkişi beyanları arasındaki çelişki yöntemince giderilmeden gerekçesiz olarak yazılı şekilde karar verilmiştir.Bunlardan ayrı 1062 parselin tapu maliki İ... kızı F... T..., 4756 parselin tapu maliki O... kızı F... T... yönünden nüfus kütüğünde kayıt bulunup bulunmadığı Nüfus Müdürlüğünden sorulmamış ve anılan tapu malikleri ile davacının miras bırakanının aynı kişiler olup olmadıkları yönünde zabıta araştırması yaptırılmamış, kadastro tespit bilirkişileri de tanık sıfatıyla dinlenmemişlerdir. Bu durumda mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın karar vermeye yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.O halde mahkemece; yukarıda değinilen şekilde araştırma inceleme yapılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Davalının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 10.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.