MAHKEMESİ : KÜÇÜKÇEKMECE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/09/2013NUMARASI : 2009/767-2013/541Taraflar arasında görülen tapu iptal tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, açılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, tapu iptal tescil, mümkün olmadığı takdirde alacak isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davanın 20.000 TL değer gösterilerek açıldığı, taşınmazdaki çekişmeli payın ( 99/177 ) keşfen belirlenen dava değerinin 111.864 TL olduğu, noksan harcın tamamlanması için 13.08.2013 tarihinde davacı vekiline ihtaratlı tebliğde bulunulduğu, verilen kesin sürede noksan harcın mahkeme vezenesine yatırılmadığı gerekçesi ile de davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür davalarda 1086 sayılı HUMK’nun 413 ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesi uyarınca; dava değerinin ve buna bağlı olarak alınacak harcın iptal ve tescil davasına konu taşınmazın değeri toplamından (04.03.1953 tarihli, 10/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ) ibaret olacağı kuşkusuzdur.492 sayılı Harçlar Yasası, harcın alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesini ve harcın yatırılmaması halinde de ne gibi bir mukteza tayin edileceğini 30. ve 32. maddelerinde hükme bağlamıştır. Anılan yasa maddelerinde, yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmış olup " müteakip işlemlerin yapılamayacağı” ilkesinin uygulamadaki karşılığının davanın açılmamış sayılmasına karar vermek değil, dosyanın işlemden kaldırılması olduğu açıktır. Somut olayda; davalı vekili adına çıkartılan ihtaratın usulüne uygun olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Zira, ihtaratta tamamlanacak harcın ne kadar olduğu belirtilmediği gibi, nereye yatırılması gerektiği de bildirilmemiştir. Öte yandan, verilen kesin sürenin sona ermesinden sonra dosyanın işlemden kaldırılması ve Harçlar Kanununun 30. maddesi delaletiyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 150/4. maddesinde öngörülen 3 aylık sürenin beklenmesi ve bu müddet içerisinde harç ikmal edilmediği taktirde dosyanın ele alınarak açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, anılan yasal süreler beklenilmeden doğrudan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.Hâl böyle olunca, tamamlanması gereken harç miktarı ve nereye yatırılması gerektiği hususlarını da içerecek şekilde davalı tarafa muhtıra çıkartılması, verilen kesin süre içinde harcın tamamlanmaması halinde dosyanın işlemden kaldırılması, HMK 150/4 maddesinde öngörülen 3 aylık yasal sürenin beklenmesi, daha sonra davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.Davacı vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.