Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12258 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8863 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: VAN SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 04/12/2012NUMARASI: 2011/161-2012/1200Yanlar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, iddianın ispat edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının miras bırakanı ve dava konusu 667 ada 19 parsel sayılı taşınmazın maliki olan H... A.. A...'ın tapu kaydında isminin sehven A... H... A... ve soyadının da A...olarak yazıldığını ileri sürerek tapu kaydının düzeltilmesi isteği ile eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.Bu tür işler, 6100 sayılı HMK'nın 382/9-ç maddesi gereğince çekişmesiz yargı usulüne göre Sulh Hukuk Mahkemesi'nde ve taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan, aynı Kanun'un 12.maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülür.Tapuda kayıt düzeltilmesi ve tespit taleplerini, tapu maliki ile mirasçıları isteyebilir.Bunun yanı sıra 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan herhangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgileri ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu işlerin, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak talep eden kişinin aktif dava ehliyeti vardır.HMK'nın geçici 1. maddesi gereğince “ Bu Kanun'un yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanun'un yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmayacağından” Kanun'un yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinde sonra yapılan taleplerin Tapu Müdürlüğü”ne ilgili sıfatıyla yöneltilerek yapılması gerekir. Bu tür işlerde mahkemece, sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.2-Nüfus Müdürlüğü'nden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.Somut olaya gelince; mahkemece, yapılan araştırma ve incelemenin hükme elverişli ve yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.Şöyle ki; dava konusu 667 ada 19 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu iddia edilen ve davacının miras bırakanı olan H... A... A...'ın Van İlçe Merkez Nüfus Müdürlüğünce yapılan araştırmasında nüfus kaydına rastlanmadığı belirtilmiş olmakla daha ayrıntılı bir araştırma için Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden adı geçen şahsın araştırması yapılmamıştır.Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilke ve olgular çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Kabule göre de; tapu sicilindeki yanlışlıklardan kaynaklanan davaların mahiyeti gereği 6100 sayılı HMK’nin 382/9-ç maddesi uyarınca çekişmesiz yargı usulünce görülmesi gerektiği başka bir ifadeyle hasımsız dava ve işlerden olduğu ancak kayıtları tutmakla görevli ve sorumlu tapu müdürlükleri olduğundan açılan davalarda tapu müdürlüklerinin ilgili(yasal hasım) sıfatıyla yer alması gerektiği açıktır. Bu tür davalarda tapu müdürlüğü yasal hasım olması nedeniyle yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı halde tapu müdürlüğü aleyhine yargılama giderine hükmedilmesi ve davacının açıklanan ilkeler uyarınca harçtan sorumlu olması gerekirken hükümde davacıya iadesine karar verilmesi de isabetsizdir.Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 09.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.