MAHKEMESİ : SiVASLI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/06/2006NUMARASI : 2002/231-118 Taraflar arasında görülen davada; Davacı, yaşlı ve yalnız olması nedeniyle davalı ile evlendiğini, kendisine bakıp gözetmesi koşulu ile taşınmazların bir kısmını bağışlamasını evlilik şartı olarak ileri süren davalıya 3 adet taşınmazını bağışlamayı kabul ettiğini, asıl amacının kendisine bakılması şartıyla tapuda bağış yapmak olduğu halde taşınmazların satış yoluyla davalıya geçirildiğini sonradan öğrendiğini, okuma yazma bilmediğini, eşi olan davalının taşınmazları para ile satın almasının mümkün olmadığını ileri sürüp tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalı, resmi senede uygun olarak bedeli karşılığında taşınmazları satın aldığını, işlemin tarafı olan davacının temlikin muvazaalı olduğunu ancak yazılı delille ispatlayabileceğini bildirip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, muvazaa iddiasının yazılı delille kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; kayden davacıya ait bulunan .. .. ve ..parsel sayılı taşınmazların 4.7.2002 tarihli akitle satış yoluyla davalıya temlik edildiği anlaşılmaktadır. Davacı, söz konusu temliki işlemin kendisinin kandırılması suretiyle gerçekleştirildiğini, bakılacağı vaadi ile taşınmazların elinden alındığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. İddianın bu nitelendirmesine göre davada hile hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır. Bilindiği üzere; hile, genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya,özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak,veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur.B.K'nun 28/l maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz.Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable Ş...) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Öte yandan, hile her türlü delille isbat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir.Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluylada kullanılabilir. Mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler gözetilmek suretiyle toplanan delillerin değerlendirilmesi ve irdelenmesi, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken tavsifte yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 7.12.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.