Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12235 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 12953 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : BÜYÜKÇEKMECE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 22/09/2008NUMARASI : 2006/580-2008/930Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 09.06.2009 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat N... G... ile temyiz edilen vekili Avukat M... E... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava,kadastral parselin ihyası isteğine ilişkindir. Mahkemece,davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden;çekişme konusu 339 ada 1 sayılı kadastral parselin imar uygulamasına tabi tutularak 339 ada 3 sayılı imar parselinin oluştuğu ve davalı adına tescil edilerek sicile kaydedildiği anlaşılmaktadır. Davacı, imar planı ve yapılan imar işleminin iptali husunda idari yargı yerinde dava açtığını belirterek öncesini teşkil eden kadastral parselin ihyasını istemiştir. Gerçekten de,davacının açmış olduğu dava sonucunda, İstanbul 3. İdare Mahkemesi'nin 25.12.2007 tarih, 2006/23-2007/3161sayılı ilamı ile imar planının ve anılan mahkemenin 17.09.2008 tarih, 2006/1663-2008/657 sayılı ilamı ile de; tescile dayanak imar uygulamasına yönelik idari işlemin iptal edildiği ve kararların kesinleştiği sabittir. Buna göre, tapu kütüğündeki tescilin idari karara dayanması ve idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilmesi karşısında imar şuyulandırması sonucu oluşan imar parsel sicillerinin illetten mücerret hale geldiği,bir başka ifade ile imar parsellerinin hukuki dayanağının ortadan kalktığı ve kayıtların yolsuz tescil durumuna düştüğü açıktır. Bu durumda, hak sahibi tapu kütüğündeki kaydın iptali ya da tashihi için genel mahkemede(adli yargı yerinde) dava açabilme olanağına kavuşur.Hal böyle olunca, mahallinde keşif de yapılmak suretiyle işin esası incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçe ile davanın reddedilmesi doğru değildir.Davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.12.2008 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 625-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 05.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.