Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12192 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 8162 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: OSMANİYE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 21/02/2012NUMARASI: 2011/469-2012/139Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacıların 279 parsel sayılı taşınmazın paydaşı, davalının ise komşu 284 parsel maliki oldukları, davacıların, sözkonusu taşınmazlarına davalının haksız yere müdahale ederek bir kısım ağaçlarını kestiğini ve yerine fidanlar diktiğini, bu hususun Osmaniye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/34 Değişik İş sayılı dosyası ile yapılan tespit sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve dikilen fidanların sökülmesi istekli eldeki davayı açtıkları anlaşılmaktadır.Osmaniye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/34 Değişik İş sayılı dosyası ile yapılan keşif neticesinde düzenlenen bilirkişi raporu esas alınarak mahkemece sonuca gidildiği görülmektedir. Ne var ki; hükme esas alınan tespitin davalının yokluğunda yapıldığı, bilirkişi raporunun davalıya tebliğ edildiğine dair tebligat zarfının üzerinde bir açıklamanın yeralmadığı, yargılama sırasında da davalının tespite itiraz ettiği tartışmasızdır.Öte yandan, düzenlenen ziraat bilirkişisi raporunun da hükme yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur.Şöyle ki; kesildiği iddia edilen ağaçların köklerinin zeminde mevcut olup olmadığı, kesildiklerine veya söküldüklerine dair zeminde bir emarenin yeralıp almadığı hususlarında teknik bilirkişi tarafından bir değerlendirme yapılmadan davacının beyanına göre kesilen ağaçlarla ilgili rapor düzenlenmiş, diğer taraftan özellikle elatıldığı iddia edilen bölümde yeralan ve davalı tarafından dikildiği ileri sürülen ağaçların yaşı, cinsi ve miktarı hususunda da sağlıklı bilgi verilmemiştir. O halde, çekişme konusu taşınmazın bulunduğu bölgede 3402 sayılı yasanın 22/a maddesi uyuranca uygulama yapıldığının ileri sürüldüğü de dikkate alınarak, öncelikle bu hususun ilgili Kadastro Müdürlüğünden sorulması ve dayanak evrakların getirtilmesi, ondan sonra mahallinde uzman bilirkiler refakatinde keşif yapılarak, davalının, çekişme konusu taşınmaza müdahalesinin bulunup bulunmadığı, ağaç keserek yerine yeni fidanlar dikip dikmediği hususlarında teknik bilirkişilerden kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ayrıntılı rapor alınması, bu konuda tarafların gösterdikleri delillerin de toplanması ve hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Davalı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle, hükmün 12.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.