Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12176 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 10460 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: SİLİVRİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 09/04/2009NUMARASI: 2008/380-2009/141Taraflar arasında görülen davada; Davacı, dava konusu 567 ada, 1 parsel sayılı taşınmazda, pay maliki olduklarını, 555 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın yönetim planında ortak alan olarak belirlendiğini, üzerindeki kafeteryanın kat malikleri kurulunca bir yıl süreyle davalıya kiraya verildiğini, davalının kira bedelini ödemediğini ve 21.08.2006 tarihli, 12464 yevmiye nolu ihtarname ile de sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, ortak alana yapılan elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.Asli müdahiller; Basınkent sitesinin ortak alanına davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın yaptığı elatmanın önlenmesini istemişlerdir. Davalı, çekişmeli taşınmazda site bağımsız bölüm maliklerinin müştereken malik olduklarını, tüm paydaşların birlikte dava açması gerektiğini, 2005 yılında Basınkent site Yönetim Kurulu ile kira sözleşmesi yaptığını, 21.08.2006 tarihinde sözleşmeyi feshettiğini, anlaşmazlığın Kat Mülkiyeti Kanunu’na tabi olmadığını, site yönetiminin dava ehliyetinin olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; 567 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın müşterek mülkiyete tabi olduğu, davalının da pay maliki olmakla payı oranında kullanma hakkının bulunduğu, uyuşmazlığın ortaklığın giderilmesi yoluyla çözülmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve muarazanın giderilmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişmeye konu edilen ve kafeterya niteliğindeki 567 ada, 1 nolu taşınmazın Kat Mülkiyeti Kanununun 66. maddesinde öngörüldüğü şekilde toplu yapı maliklerinin ortaklaşa kullandığı yer olduğu ve anılan hususun sicil kaydına da yansıdığı ve çekişmeli yerin 576 ada, 1 nolu parselde paydaş olan davalı tarafından kullanıldığı anlaşılmaktadır.Davalı, kat malikleri genel kurulunun oluşturduğu hakem heyeti tarafından kendisine kiralandığını ve fuzuli şagil olmadığını, taşınmazı kiracılık sıfatı ile kullandığını, aynı zamanda ortak yer olmasına karşın taşınmazın sicil kaydında kendisinin de yararlanması hususuna yer verildiğini savunmuştur.İddianın ve savunmanın bu içeriğine göre; taraflar arasındaki uyuşmazlığın 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine göre çözülmesi gerektiği, aynı Yasanın 2814 Sayılı Yasa ile eklenen 1. maddesinde yer alan “…değeri ne olursa olsun Kat Mülkiyeti Kanununun uygulanmasından doğan her türlü uyuşmazlıkların çözümünün Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevinde bulunduğu tartışmasızdır.Somut olayda; çekişmeli yerin aynı Yasanın 16, 19. maddesinde öngörülen ortak yerlerden olduğu sabittir. O halde ihtilafın; davalının hakem kurulu ile yapmış olduğu kira sözleşmesinin 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu 45. madde hükmü gereğince geçerli bir kira akdi olup olmadığından kaynaklandığı açıktır. (YHGK’ nun 23.10.2002 tarih, 2002/18-861 Esas, 2002/853 K)Bu durum karşısında mahkemece çekişmenin Sulh Hukuk Mahkemesinin görevi kapsamında olduğu gözetilmek suretiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Davalı tarafın temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.11.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.