MAHKEMESİ : ÜMRANİYE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/03/2006NUMARASI : 2002/272-61Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden paydaşı bulunduğu (imarla . ada . parsel sayılı taşınmazı davalıların haksız işgal ettiğini ileri sürüp elatmanın önlenmesi ile 2.000.000.000TL. ecrimisilin ve 6.840.000.000 TL.faiz alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı S.., dava konusu taşınmaza davacının izni ile bina yaptığını, fuzuli şagil olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur. Birleşen davasında; ..(.. ada ..) parsel sayılı taşınmazdaki . nolu daireyi davacı S....den gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını ileri sürüp ferağa icbar suretiyle tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalılar A..ve S..., dava konusu taşınmazı davacının muvafakati ile kullandıklarını belirtip davanın reddini savunmuşlardır. Davalılar S.., S...ve A...karşı davalarında, .. (imrala ..ada .) parsel sayılı taşınmaza davacının izni ile kendi emek ve paralarıyla bina yaptıklarını ileri sürüp taşınmazdaki .. ve ..nolu dairelerin kendilerine ait olduğunun tespitine, davacı S...'in anılan dairelere elatmasının ve muarazasının önlenmesine karar verilmesini istemişlerdir.Mahkemece, çekişme konusu taşınmazda yapılan binanın imara aykırı ve kaçak olduğu, kaçak binada davalıların işgalci olduklarının söylenemeyeceği, ..nolu dairenin gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davalı S...'e temlik edildiği, ancak imara aykırı kaçak yapı nedeniyle tapu iptali ve tescilin söz konusu olmayacağı, arsa payının iptali ve tesciline karar verilebileceği, davalılar S...ve A..yönünden ihtal tarihinden itibaren ecrimisile hükmetmek gerektiği, eda davası açılabilecekken tespit davası açıldığından karşı davanın dinlenemeyeceği, ..ve ..nolu dairelere davacının müdahalesinin tespit edilemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine, birleşen davacı S.. davasının kabulüne karar verilmiştir. Karar, davacı ve davalılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 5/12/2006 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden S....K...vs.vekili Avukat .... geldi. Davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakim...itarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü : -KARAR-Dava,çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi,ecrimisil ve alacak;birleşen dava gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil; karşı dava ise, muhtesatın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkindir.Mahkemece,davanın kısmen kabulüne,birleşen davanın kabulüne,karşı davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden,toplanan delillerden; çekişme konusu .. (imarla ...ada ... parsel sayılı taşınmazın kayden davacı S..’.. ait bulunduğu,kayıtla ilgisi olmayan davalıların anılan taşınmaza bina yaptıkları,davacı S..’in taşınmazdaki binanın ...kat ..nolu dairesini 19.04.1993 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davalı S..satmayı vaat ettiği,davalı S...in birleşen davası ile taşınmazın anılan sözleşmeye dayanılarak tapu kaydının iptali ile . nolu dairenin adına tescilini talep ettiği;davalıların karşı davalarında;.. ve ..nolu daireleri davacının muvafakati ve kendi emek ve paraları ile yaptıklarını ileri sürüp muhtesatın kendilerine ait olduğunun tespitini talep ettikleri anlaşılmaktadır.Belirtilen bu olgular karşısında,davacı ile davalılardan S...arasında yapılan 19.04.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesinin geçerli bir sözleşme olduğu, ancak sözleşme uyarınca tescil konusu edilen yapıların kaçak ve ruhsatsız bulunduğu, bu nedenle bağımsız bölüme ilişkin hak talebinde bulunmanın olanaksızlığı gözetilerek S...tarafından bağımsız bölüme bağlantılı olarak açılan ferağa icbar davasının reddi ile zeminden pay verilmesi suretiyle karar oluşturulması doğrudur.Diğer taraftan,taşınmazdaki muhtesata ilişkin aidiyetin tespiti isteğinin de tazmini mahiyette eda davasına konu olabileceği düşünülerek isteğin reddedilmiş olmasında da isabetsizlik yoktur.Bunun yanında asıl dava yönünden,davalılar A..ve S..bakımından kendilerine ayrı ayrı çekilen ihtarların tebliği tarihleri dikkate alınarak buna göre hesaplanan işgal tazminatının adı geçenlerden faizi ile birlikte alınmasına ilişkin hükümde yerindedir.Belirtilen bu hususlara dair kurulan hükme yönelik tarafların temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Ancak;davacı imarla oluşan . parsel sayılı taşınmazın paydaşlarındandır. Davalıların ise anılan yerde kayıttan kaynaklanan bir hakları yoktur. Taşınmazı yapılaşmak suretiyle ve davacının muvafakati ile bir süre kullanmış olmaları da onlara taşınmaz üzerinde korunması gereken mülkiyete ilişkin bir hak vermez. Kayıt maliki davacının muvafakatini geri alması ile birlikte davalıların taşınmazı işgali kendisine hükmen taşınmazda pay verilen S.. dışında haksızlığa dönüşür.Hal böyle olunca;davacı kayıt maliki tarafından açılan elatmanın önlenmesi davasının davalılar A... ve S...bakımından kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Davacı S...’in temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 5.12.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.