Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1215 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 13947 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 19/04/2012NUMARASI: 2010/214-2012/195Yanlar arasında görülen tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, dava tarihi itibariyle davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, H.İ. P.'nın dava konusu 475 ada 11 parselde paydaş olduğu, davacı Hazine'nin, davalının miras bırakanı F. A. B.'in aldığı hasımsız veraset belgesine göre H. İ. P.'nın yasal tek mirasçısıymış gibi 84/1458 payı adına intikal ettirdiği ve tescilden sonra payı dava dışı şahısa satış suretiyle devrettiği, intikale konu veraset ilamının gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek F. A.'nin yasal mirasçısı olan davalıdan dava konusu payın bedeli olan 445.875,00.-TL tazminatın tahsiline karar verilmesini istediği anlaşılmaktadır.Miras bırakanın Hiçbir mirasçısı bulunmaz ise, o takdirde TMK'nun 501. maddesi hükmünce (743 sayılı Kanuni Medeninin 448. maddesi) Hazinenin son mirasçı olarak tereke üzerinde hak sahibi olacağı tartışmasızdır.Hal böyle olunca, davacı Hazine'nin davadaki sıfatı yönünden, açtığı ( 2010/347 Esas sayılı) verasetin iptali dava sonucunun eldeki dava yönünden bekletici mesele yapılması, davacının mirasçı olduğunun belirlenmesi halinde işin esasının araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerinde olup, kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 04.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.