Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12128 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 9956 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: MANAVGAT 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 07/06/2007NUMARASI: 1999/73-2007/335Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, tapu kaydına ve zilyetliğe dayalı olarak tescil dışı bırakılan alanın tapu iptal ve tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacının 23 parsel sayılı taşınmazda dava dışı kişilerle birlikte paydaş olduğu, davacının dayandığı 13.07.1966 tarih ve 15 sıra sayılı tapu kaydının 23 parsel sayılı taşınmaza revizyon gördüğü, çekişmeli yeri de kapsayan 197.054 m²'lik taşınmazın 14.06.1988 tarihinde çalılık ve taşlık olarak 308 parsel numarası ile köy tüzel kişiliği adına idari yoldan tescil edildiği, daha sonra başka parsellerle tevhidi ile oluşan 326 parsel sayılı taşınmazın 442 Sayılı Yasaya bir kısım ilaveler getiren 3367 Sayılı yasa hükümleri uyarınca köy yerleşim alanı ilan edildiği ve uygulamaya tabi tutulduğu, oluşan parsellerin köy tüzel kişiliği adına tescilinden sonra bir kısmının hak sahiplerine anılan yasa hükümleri uyarınca temlik edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarına Medeni Kanunun 719, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20.maddesi uyarınca kapsam belirleneceği kuşkusuzdur.Ancak böyle bir harita ve kroki yoksa veya uygulanabilir nitelik taşımıyorsa öncelikle tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm gittileri ile birlikte Tapu Sicil Müdürlüğünden istenilmesi,gitti kayıtlarının yüzölçümlerinde veya sınırlarında bir değişiklik varsa dayandığı belgelerin incelenip,doğru ve yasal bir nedenin bulunup bulunmadığının araştırılması,doğru esasa dayanmıyorsa,ilk tesisindeki sınırlara itibar edilmesi,ayrıca uygulamada yararlanmak üzere varsa komşu taşınmaz kayıtlarının getirtilmesi,böylece yanların dayandığı,usulüne uygun olarak çıkarılmış tüm belgeler toplandıktan,dosya öteki yönlerden de keşfe hazır hale geldikten sonra yöreyi iyi bilen yaşlı ve yansız yerel bilirkişi veya bilirkişiler aracılığı ile uygulama yapılması, kayıtlardaki her sınır yerel bilirkişi veya bilirkişilerden sorulup arazi üzerinde tespit edilmesi;gerektiğinde sınırlar hakkında açıklayıcı doyurucu bilgiler alınması, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağının sağlanması,komşu taşınmaz kayıtlarının da aynı şekilde uygulanarak yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin denetlenmesi gerekir.Öte yandan sınırlar değişebilir nitelikte ise veya tam olarak kapanmayıp açık yönler kalıyorsa, kayda değişmez sınırlarla bağlantı kesilmemek suretiyle miktarına göre kapsam belirlenmesi, ayrıca tapu fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilerden keşifte saptanan bilgi ve bulgulara uygun ve uygulamayı tam olarak yansıtan, infaza elverişli rapor ve kroki alınması zorunludur.Somut olaya gelince, hükme yeterli bir inceleme ve uygulama yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Öncelikle, davacının dayandığı tapu kaydının revizyon gördüğü 23 parsel sayılı taşınmazın davacı ve dava dışı kişiler adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu gözetilerek, dava dışı paydaşların eldeki davada yer almasının sağlanması, ardından davacının tutunduğu tapu kaydının ve var ise krokisinin yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek yerinde uygulanması, haritası yok ise tapu cebel sınırı itibariyle değişebilir sınırlı olduğundan miktarıyla sınırlı kapsam tayin edilmesi, komşu parsellerin dayanak kayıtların çekişmeli taşınmaz yönünde ne okuduğunun açıklığa kavuşturulması, keşfe izlemeye elverişli olarak bilirkişilerden rapor alınması ve hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile karar verilmiş olması doğru değildir. Davacıların temyiz itirazının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.