Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12126 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 10201 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : ÜSKÜDAR 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/05/2010NUMARASI : 2010/29-2010/117Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 181 ada 36 parsel sayılı taşınmazın Z.. İ.. E.. Vakfından icareli ve tapuda Ü.., F. B. ve A. R. adlarına kayıtlı olduğunu, taşınmazın 10 yılı aşkın süredir kayyum ile idare edildiğini ileri sürerek, gaiplik kararı verilmek suretiyle taşınmazın vakfı adına tescili isteğinde bulunmuştur.Davalı, davanın reddini savunmuştur. Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; 2 kez gazete ilanı yapılması gerekliliğine uyulmadığı gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak tamamlanan soruşturma sonucunda mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı Kayyım vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi C. Ç.'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, gaiplik ile tapu iptali ve tescil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda işlem yapılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; çekişme konusu taşınmazın aslının vakıf olduğu ve malikinin kim olduğunun bilinemediği ve gaip olduğu mahkemece belirlenmek suretiyle 5737 Sayılı Yasanın 17. maddesi hükmü gereğince davanın kabul edilmiş olması kural olarak doğrudur.Ancak, her ne kadar 5737 Sayılı Yasanın 77. maddesinde vakıfların her türlü işleminin harçtan muaf olduğu düzenlemesi öngörülmüş ise de Hukuk Genel Kurulunun 24.12.2008 tarih 2008/777-788 sayılı kararında da belirtildiği üzere Vakıflar İdaresi yargı harçlarından bağışık olmayıp aksine yargı harçlarına tabi bulunmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, harca tabi nitelik taşıyan bir davanın açıldığının kabul edilebilmesi için, başvuru ve nispi harçların alınması gerekeceği ve 492 Sayılı Harçlar Yasasının 30 ve 32 maddeleri uyarınca harç ikmal edilmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı düzenlemesinin bulunduğu tartışmasızdır.Somut olayımızda; Davacı Vakıflar İdaresi tarafından açılan davada yatırılması gerekli harçlar ödenmediği gibi mahkemece de yargılama aşamasında harçlar tamamlatılmadan karar verildiği anlaşılmaktadır. Kaldı ki, Dairenin 12.10.2009 tarihli bozma kararında bu hususa değinilmemiş bulunması ve sonrasında mahkemece bozma kararına uyularak karar verilmiş olması bilineceği üzere taraflar yararına usuli kazanılmış hak teşkil etmeyecektir. Öyleyse, davanın niteliği gereği harca tabi olduğu gözetilerek öncelikle başvurma harcı ve nispi karar ve ilam harcının alınmasından sonra işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemiş olması doğru değildir. Davalı kayyum vekilinin değinilen temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.