MAHKEMESİ : EDREMİT 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 28/12/2007NUMARASI : 2005/580-2007/748Taraflar arasında görülen müdahalenin önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi Nurdan Beyoğlu'nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Davalı savunma yolu ile temliken tescil istemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Çekişme konusu 367 parsel sayılı taşınmazın davacıya ait olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı kayden sabittir.Toplanan deliller ve tüm dosya içeriği ile davacıya ait taşınmaza davalının bina yapmak suretiyle müdahalesi saptanarak davalı tarafından Türk Medeni Kanununun 724.maddesine göre usulüne uygun açılmış ve harçlandırılmış bir dava bulunmadığı her ne kadar Türk Medeni Kanununun 725. maddesinde öngörülen taşkın yapıda savunma yoluyla temliken tescil isteği mümkün ise de, 724.maddesinde kaynaklanan haksız yapıda savunma yoluyla getirilen böyle bir isteğin dinlenemeyeceği gözetilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.Davalının temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Davacıların temyiz itirazlarına gelince; Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK'nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir. Bu nedenle, özellikle tarım arazilerin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler getirtilmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için birim fiyatlar getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir. Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira paraları araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilerek resen emsal araştırılmalı, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yukarda belirtilen ilke ve usuller dikkate alınmaksızın soyut bir takım belirlemeler ile ecrimisil hesabı yapılmış, emsal araştırması yapılmadan mahkemece yetersiz bilirkişi raporu ile yetinilerek sonuca gidilmiştir.Ayrıca, davacının, çekişmeli taşınmazı Edremit 1989/16 sayılı satış dosyası ile 29.06.1990 tarihinde ihaleden satın aldığı, 08.04.2004 tarihinde davacı adına yazıldığı, davacının Mayıs 2001 tarihinden dava tarihine (11.11.2004) kadarki dönemi kapsar şekilde ecrimisil isteğinde bulunduğu ve davalının bu döneme karşı çıkmadığı açıktır.Hâl böyle olunca, eldeki davadaki isteğin Türk Medeni Kanununun 683.maddesine dayalı olduğu, çapa bağlanmış taşınmazlarda iyiniyet iddiası dinlenemeyeceğinden davacının yıkım isteğinin kabulü ile ecrimisil isteği yönünden Mayıs 2001 tarihinden dava tarihine kadar ki dönemi kapsar şekilde bilimsel verilere uygun denetime elverişli ecrimisil hesabını içeren bilirkişi raporu alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davacının değinilen yönler itibariyle temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.