MAHKEMESİ: ANKARA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 22/12/2010NUMARASI: 2008/179-2010/316Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan H. Y.'un zilyet ettiği çekişme konusu "Burç mahallesi, 318 sokak, No: 8'de " yer alan gecekondu niteliğindeki tapusuz taşınmazını 14/03/1988 tarihinde enkaz satış senedi ile oğlu olan davalı M..'ya devrettiği ve 11/09/1992 tarihli 2981 sayılı Yasa kapsamında yapılan imar uygulaması neticesinde çekişmeli yerin 7 nolu imar parseli olarak belirlendiği, davalı M...'nın Belediye ile birlikte paydaş kılındığı, 17/03/1993 tarihinde de M..'nın Belediye'nin payını satın alarak tam mülkiyet sahibi olduğu, anılan taşınmazı 22/05/2003 tarihinde dava dışı E. Y..'a sattığı, ikinci imar uygulaması ve devamında yapılan tevhid işlemi sonucunda 61167 ada, 10 parselde paydaş kılındığı, bu paya karşılık kat karşılığı inşaat sözleşmesi sonucu kurulan kat irtifakı ile B Blok 23 ve 27 nolu bağımsız bölümlerin dava dışı E.Y. adına kayıtlandığı, anılan bağımsız bölümlerin kayıt maliki E. e Y..tarafından 07/03/2007 tarihinde davalıya satış yoluyla temlik edildiği anlaşılmaktadır.Davacılar dava dilekçesinde; yapılan temlik işleminin mirasçıdan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.Hemen belirtilmelidir ki; kaynağını Borçlar Kanunu'nun 18. maddesinden alan (6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 19. maddesi) ve muris muvazaasının hukuksal dayanağını teşkil eden 01/04/1974 tarih, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının, murisin kendi üzerinde tapuda kayıtlı taşınmazını, gerçek amacını gizleyerek muvazaalı olarak satış veya ölünceye kadar bakım akdi ile devri halinde uygulanabilir olacağı öngörülmüştür. Bir başka ifadeyle tapusuz taşınmazlardaki zilyetliğin devrinden ibaret olan sözleşmeler hiçbir şekil şartına bağlı olmadığından geçerlidir ve bu tür sözleşmeler hakkında 01/04/1974 tarih, ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama olanağı yoktur. Bu durumda miras bırakan tapuda kayıtlı olmayan zilyet ettiği taşınmazını "enkaz satış sözleşmesi " ile temlik ettiğine göre anılan İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri olmadığı davanın reddinin gerektiği tartışmasızdır.Hal böyle olunca; somut olayda 01/04/1974 tarih, ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığına göre iptal tescil davasının reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.