Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12035 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 10572 - Esas Yıl 2006
MAHKEMESİ: ÜSKÜDAR 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 25/07/2006NUMARASI: 2005/196-173Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki bulunduğu ..ada .. parsel sayılı taşınmaza, davalılar tarafından taşkın bina ve bahçe yapılmak suretiyle müdahale edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğinde bulunmuş, daha sonra ecrimisil isteğinden vazgeçmiştir.Davalılar, bina tecavüzünün imar uygulaması sonucu meydana geldiğini belirtip, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi 'nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ..ada .. parsel sayılı taşınmazın davacıya, buna komşu aynı ada . parselin ise, davalıya ait olduğu, .. parsel üzerinde bulunan binanın davacıya ait..parsele taşkınlık yarattığı anlaşılmaktadır.Davalılar, maliki oldukları kadastral parsele yaptıkları yapının imar uygulaması sonucu davacı taşınmazına taşkın hale geldiğini savunmuşlardır.Gerçekten de, davalıların savunmasının sübut bulması ve koşullarının gerçekleşmesi halinde 3194 Sayılı Yasanın 18.maddesi hükmünden yararlanacakları tartışmasızdır.Ne varki, mahkemece, taşkınlığın imar uygulaması sonucu meydana gelip gelmediği yönünde bir araştırma yapılmış değildir.Bilindiği üzere; yasal ayrıcalıkların dışında ayrılmaz parçanın (mütemmim cüz'ün) mülkiyeti ve buna bağlı olarak tasarruf hakkı üzerinde bulunduğu arza bağlıdır. Bu husus M.K.nun 684. maddesinde açıkca vurgulanmıştır. Nevarki, yürürlükten kalkmış olan 6785 sayılı yasanın l605 sayılı yasa ile değişik 42/c ve halen yürürlükte bulunan 3l94 sayılı imar yasasının l8. maddelerinde özel hükümler getirilmek suretiyle ayrılmaz parça (mütemmim cüz) olan yapı ile arz arasındaki hukuki ilişki kesilmiş bazı durumlarda yapı, üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Böylece yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı yada ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerine kullanma imkanı sağlanmıştır. Öte yandan, zeminin maliki olan kişinin taşınmazı bizzat kullanma yetkisi sınırlanmış, ayrılmaz parça (mütemmim cüz) durumunda olan yapı üzerinde tasarruf etme gücü özel yasa ile kısıtlanmıştır.298l sayılı yasanın 3290 sayılı yasa ile değişik l0/c maddesi de aynı doğrultuda hüküm getirmiştir.Gerçekten bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşaa etmiş imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamaz. İşte bu nedenle yukarıda değinildiği gibi yasa koyucu imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğunu duymuştur. Hal böyle olunca, iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin toplanması, hükme elverişli olacak nitelikte araştırma ve inceleme yapılması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması ve değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, ecrimisil isteği feragat sebebiyle reddedildiği halde, avukatlık asgari ücret tarifesi hükümleri gözardı edilerek davalı taraf için az miktarda avukatlık ücreti takdir ve tayinide isabetli değildir. Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.12.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.