MAHKEMESİ : MALKARA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 13/12/2012NUMARASI : 2010/172-2012/749Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve tazminat ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir. Mahkemece, intifadan men olgusunun gerçekleştiği tarih ile davanın açıldığı tarih arasında yörede yetişen bitkilerin hasat edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacılar, davalılar ile birlikte paydaş oldukları çekişme konusu 18 parça taşınmazın tümünün davalılar tarafından uzun yıllardır ekip-biçmek suretiyle kullanıldığını, taraflar arasında var olan ortaklığın giderilmesi davası sırasında geçmiş döneme ait ecrimisil bedelinin ödenmesi konusunda davalılar ile anlaştıklarını, ancak uzlaşılan bedelin ödenmediğini ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.Davalılardan İrfan 7.9.2010 tarihli oturumda, bir diyeceğinin olmadığını bildirmiş; davalı Ahmet ise dava konusu taşınmazlardan 1371, 1372, 1241, 841 ve 1546 parsel sayılı taşınmazları hiç kullanmadıklarını, bunların dışındaki parselleri babalarının öldüğü 2005 yılından önce babalarıyla birlikte, onun ölümünden sonra ise davalı İrfan ile beraber kullandıklarını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 18 adet taşınmazın tarafların mirasbırakanı adına kayıtlı olduğu, davalı Ahmet'in beyanından 2005 yılına kadar babalarıyla birlikte, 2005 yılından itibaren müstakilen kullandıkları, davacılardan Mümine ve diğer davacıların mirasbırakanı Ümmügül ile davalılar arasında 17.11.2009 tarihinde bir taahhütname düzenlendiği ve davalıların 2005 yılından itibaren davacılara kira ödemeyi kabul ettikleri anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz. Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)Somut olaya gelince, taraflar arasında düzenlenen taahhütname ile esasen davalıların 2005 yılından itibaren kira ödemeyi kabul ettikleri açıktır. Ne var ki, taahhütnamede yazılı bedellerin ödenip ödenmediği araştırılmadığı gibi, davalı Ahmet savunmasında '' 1371, 1372, 1241, 841, 1546 parselleri'' kullanmadıklarını ifade ettiği halde bu yön üzerinde de durulmamıştır.Hal böyle olunca; taraflar arasında intifadan men olgusunun 2005 yılından itibaren gerçekleştiği kabul edilerek ve davalı Ahmet'in savunması üzerinde durularak, dava konusu diğer parselleri kullandıklarının kabullerinde olduğu da gözetilerek, davalıların 1371, 1372, 1241, 841 ve 1546 sayılı parselleri kullanıp kullanmadıklarının tespit edilmesi ve sonucuna göre ecrimisil hesabı yaptırılması, belirlenecek ecrimisilin davacıların payları oranında hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davacıların, temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.